Astrolog Su Karakuş ile Özel Röportaj

Astroloji bir sanat. Ve ben küçük yaşlarda bu sanata ilgi duyardım. Gezegenlerin mutlaka insan karakteri ve kaderi üzerinde etkisi vardır diye düşünürdüm. 

 

Üniversite eğitimim bittiğinde Amerika’ya gittim. O zamanlar Türkiye’de ve Ankara’da astroloji eğitimi yoktu. Amerika’ya astroloji öğrenmek için gitmedim, fakat gitmişken eğitim de aldım.  Döndükten sonra niyetim astrolog olmak değildi. Nitekim 14 yıl mühendislik yaptım. Sonra tesadüfler ve bitmeyen ilgim beni astroloji yazarı olmaya teşvik etti. Açıkçası bir anda kendimi gazete-radyo-dergiler ve tv`de bildiklerimi anlatırken buldum. 

 

İnşaat mühendisliğinden astrolojiye direkt bir yatay geçiş yapmadım. Bir sabah uyanıp ben astrolog olarak yola devam edeceğim demedim. 7 yıl boyunca ikisi birlikte sürdü. Sonra tercihimi yaptım. Babamı kaybettiğim gün yaşamın uzun görünse de kısa olduğunu fark ettim. İnsan en sevdiği şeyi iş olarak yapmalı diye düşündüm ve o günlerde inşaatlara veda edip, yazarlığa yoğunlaştım. Bu kararımla her zaman onur duydum. Hiç pişman olmadım.

 

 Her doğum haritasında olumsuz gezegen etkilerine, sert açılara rastlıyoruz. Kimi insanda yaşamın akışkanlığına ciddi şekilde engel olan negatif gezegen etkileri var. Sorun yaratan, sevgisizlik yaratan, ruhsal ve fiziksel hastalıklara sebep olan açılar olabiliyor. Özgüvensizlikten, şanssızlığa, tekrar tekrar terk edilmekten, başarısızlığa, para kaybından, iş kaybına kadar birçok yaşamsal gereksinimlere engel yine gezegenler. Bu durum bir kader değil. Düzeltilebilir. Terapiyle, ciddi tedavilerle, kişisel gelişim eğitimleriyle kendinize yatırım yaparak uzun süreçte düzeltebilirsiniz. Veya bu şekilde uzun bir yol kat etmek yerine kısa sürede “ Kozmik Sihir” çalışmalarıyla daha iyi ve daha net bir sonuca ulaşılabiliyor. 

 

Bunları herkes yapabilir. Meditatif çalışmalar da içerdiği için bir miktar yatkınlık, bilinçli bir yaklaşım ve ne istediğini bilmek gerekiyor. Öylesine denemek, öylesine terapiste gitmek veya öylesine doktora gitmekle aynı sonucu verir.

 

Altın Kurallar bu çalışmaların başarıya ulaşması için olmazsa olmazlar. Saygılı bir yaklaşım, herkese söylenip etkilenerek konsantrasyonu dağıtmamak gibi önemli kurallar da var. Çalışmaların ilk kuralı düzeltmek istediğiniz şeyi, konuyu, olayı kendinize saklamak. Evinizde yapabiliyorsunuz ama pijama, terlik giyip yapmamak daha özenli olmak gerekiyor. Kendinizi ve yaşamınızı iyileştirmenin incelikleri var yani. En önemlisi de iyi bir yaşam hedeflemek gerekiyor. İnanmak önemli değil. Hiç inanmayan ve bunlar saçmalık diye düşünenler bile sonunda “mucize bu çalışmalar” diyebiliyor. 

 

2000 yılından beri tarot eğitimi veriyorsunuz, bu eğitimi neleri kapsıyor/nasıl bir eğitim?  

Tarot Türkiye gibi üçüncü dünya ülkelerinde bir fal olarak kabul ediliyor, cafeteryalarda kahve falının yanında falcıya statü sağlayan bir araç olarak görülüyor. Oysa kartlar bir çeşit fal aracı değil. Tarot gizemi hala çözülememiş bir bilinçaltı okuma sanatı. Kartlar kişinin bilinçaltında kendi bildiği geçmişi, kendi bildiği şimdiki zamanı ve kendi bildiği geleceği anlatır. Yorumcu  danışanın bildiği olayların karta yansımış halini yorumlar. Daha anlaşılır bir deyişle, tarot yorumu alırken çektiğiniz kartlar sizin bilinçaltınızın yansımasıdır. Siz budur benim geleceğim dersiniz, yorumcu kartların tercümanıdır. 

 

Tarot eğitimi alan herkes aynı kart açılımını aynı şekilde yorumlar. Bu nedenle tarot bir fal değildir. Benim eğitim sınıflarımda 10 öğrencide aynı açılımı aynı şekilde yorumlamalıdır. Hisler, önyargılar işin içine giremez.

 

Tarot eğitimini 3 ayrı şekilde veriyorum:

 

– Profesyonel yorumcu olmak için 3 aylık bir eğitim. 

-Kendisi ve yakın çevresi için öğrenenler için hızlandırılmış eğitim,

-Ve internet üzerinden eğitim. 

 

Yüz yüze veya artık bir araya gelmeden bir arada olmayı başardığımız, teknolojiyi kullandığımız eğitimler yapıyorum. Dünya’nın ve Türkiye’nin her yerinden öğrencilerim oldu. Mutlaka İstanbul’da yaşamaları gerekmiyor özetle.

 

Reiki, Altın Üçgen, Shamballa şifa sanatları. 

 

Bunların hepsi kişisel gelişim, ruhsal dinginlik, geçmişten arınma ve travmalardan kurtulmak için kullandığımız şifa yöntemleri. Farklı uygulamalar ve farklı enerjiler. Hepsi birlikte kullanılabilir ama buna gerek yok. Amaca uygun bir tanesini seçmek yeterli. 

 

Reiki hızlı bir dinginlik ve kişisel gelişim sağlar. Altın Üçgen şifa enerjilerinin prozactı. Mutlu hissettirir, doğru teşhis ve tedavi için inanılmaz bir yanılmazlığı vardır.

 

Shamballa nedir? Ne sağlar? 

Shamballa benim en güvendiğim enerji. En eskisi. En hızlısı ve travma yaratmadan travmaları temizleyen, karmayı, geçmişi temizleyen, kullanımı çok kolay, tam bir tembel işi dediğim mucize. Atlantisten geldiğine inanılıyor. Dilekleri gerçekleştirme gücüne sahip. Kişinin endişelerinden, panik atak ve korkularından arınmasını sağlayan en kolay anlatımla hayata objektif ve güçlü bakmayı, istekleri başarmayı sağlayan bir güç pompası. Kişiye kendini sevmeyi öğrettiği için, başkaları tarafından sevilme kolaylığı da getiriyor. Shamballaya uyumlandıysanız başka hiçbir şeye ihtiyacınız yok. Para kazanırsınız, başarılı olursunuz, sever sevilirsiniz ve hayatı en kolay, en hafif haliyle yaşarsınız. Kolaylık kendi potansiyeliniz ve bu enerjiye uygun frekansta olmanızla ilişkili tabii. Yaptım oldu, ben yaptım oluversin yaklaşımı enerjiyi bloke eder. Sakin ve ileriye odaklı bir yaklaşıma ihtiyacı var. Hiçbir enerji kendini tıkayan bir ruh halinde akışkan değildir. 

 

Doğum haritası dediğimiz şey tam olarak nedir? Doğum haritamızı çıkarabilmeniz için hangi bilgilere ihtiyacınız oluyor? Doğum haritamızı çıkarttığınızda neleri okuyabiliyorsunuz? Neleri öğrenebiliyoruz sizden? 

Doğduğunuz anda, doğduğunuz yerden bakıldığında gökyüzündeki gezegen konumu astroloji için önemli bir veri. Doğum haritası dediğimiz şey tam da o anda gökyüzünde konumlanan gezegenlerin haritası. Bu harita İstanbul’da ve New York`ta ve de Adana`da tamamen farklı. Aynı anda aynı yerde doğan iki insan yok. İkizler bile aynı anda doğmuyor. Dolayısıyla herkesin haritası kendisine özel. 

 

Doğum haritası bir çeşit kişilik ve gelecek analizi sağlar. 

 

Doğum tarihi, doğum yeri ve tam olarak doğum saati bilgisi gerekiyor. Doğum saati denilince 3-5 arası demek anlaşılmamalı. Bu bir “an” değil bir zaman aralığıdır ve gezegenler durmadan döndüğü için her “an” konum değiştirirler. Doğum saatini net olarak bulabiliriz tabii. Yaşadığımız önemli olaylar bizi doğum saatimize götürür. Tam tersi düşünürsek doğum saatini bilen kişi yaşayacağı önemli olaylar/ tarihler hakkında bilgi sahibi olabilir. 

 

Doğum haritası kişiliğimizin çözemediğimiz, “neden ben böyleyim” dediğimiz gizemli alanlarını açıkça açıklayabilir. Doğum haritasına transit gezegenler şimdilerde başımıza neler gelebileceği ve kişisel olarak nasıl etkileneceğimiz hakkında geçerli bilgi sunar. Bu bilgi evleneceğiniz kişinin adını kapsamaz. Olasılıkları anlatır. Tam tersini düşünürsek, eşinizin adının Ahmet olması doğum saatiniz hakkında bir bilgi vermez. 

 

Osmanlı tılsımı nedir? 

Dünya kötü. İnsanlar kötü. Kötü kişi olmamalı, kötülük yapmamalıyız. Bu bilgilerle büyüdük. Fakat tam tersini hiç düşünmedik. İyi insan olmanın ve dünyada iyi yaşamanın yolu iyilik yapmaktan geçer. Osmanlı döneminde her dilek için bir iyilik düşünülürmüş ve bu birine yardım etmek yerine bir şekilde topluma, topluluklara, insanlığa yardım etmekmiş. Bir dileği olan gereken tılsımı yapar ve gerçekleşmesi için camii, çeşme, ekonomik durumuna göre açları doyurmak gibi iyilikler yaparmış. 

 

Osmanlı tılsımı bir dileği gerçekleştirmenin iyilikle bütünleşmiş hali. İçeriğinde dini figürlerde var. İyilik kısmı kişiye bırakıldı. 10 lira versem olur mu bir fakire diyenlerde oldu..(Gülüşmeler…)

 

İyilik alışkanlık olmalı. 

 

Osmanlı tılsımı kolay ama bir o kadarda zor bir çalışma. Kişiye özel hazırlanıyor. Önce doğum haritası inceleniyor sonra kişi hangi konuda istiyorsa ona göre bir hazırlık yapılıyor. Hazırlanması en az 10 gün sürüyor ama asla bir vefk veya Arapça yazılardan oluşturulan bir çeşit büyü değil. Çok daha fazlası. Daha hızlısı ve etkilisi.

 

Merkür gerilemeleri kişileri nasıl etkiler? Ciddi kararları bu dönemde vermemeli miyiz? Neden? 2015’teki Merkür gerilemeleri ne zaman olacak? 

Merkür, Venüs, Mars, Uranüs, Jüpiter, Satürn, Plüton hangisi olduğu önemli tabii ama şunu bilmeliyiz ki bir gezegen gerilediğinde sorun başlar. 

 

Gezegen geri gider mi?

 

Tabii ki hayır. Gezegenler Güneşin etrafında döner durur. Aynı rotada ve şaşmadan. Fakat aynı hızla gitmez. Hızı değişir. Yavaşlar, hızlanır. Rota değişmez. 

 

Yavaşladığında dünyadan baktığınızda geri gidiyor gibi görünür. Oysa gerilemez. Ama bu görünüş bir sorun yaratır. Merkür iletişim hatalarına ve yanlış anlamalara neden olur, Uranüs işlerin tamamen durmasına.

 

Merkür yılda ortalama 3 kez geriler. 3 hafta geriler. 15 gün öncesinde, 15 gün sonrasında da geriler gibi sorun yaratır. Sonuçta yılda 6 ay Merkür gerilemesinin olumsuz etkisi altındayızdır. 

 

Gezegenler gerilermiş gibi görünürken fonksiyonları, yararlılıkları yok olur. Dolayısıyla destek alamayız. Hatta köstek olur. Bu durumda ne konuda köstek olduğunu bilmekte fayda var ki o konuda beklentimizi düşürelim. 

Merkür eski dönemde atlı arabaları, mektupları şimdilerde otomobil, cep telefonu, bilgisayar, e-mail gibi iletişim araçlarını simgeliyor. Alanı yol, yolculuk, evrak, söz, yazı dahil olunca gayet geniş. Her birinde ayrı sorun yaratma kapasitesi var. Evrak imzalamak neleri kapsar; sözleşmeleri, evliliği, alım-satımı, bankada yeni bir hesap açmayı ve daha neleri düşünün. Merkür geriliyorsa bir durun düşünün! Yararı yok, sorun çıkar, elektronik eşya almayın, tamire götürmeyin, sözleşme imzalamayın..

 

Dünyada önemli liderler bu konuya çok dikkat ediyor ve özellikle astrologuna danışıyor. 

 

Merkür 2015`te:

 

– 21 Ocak-11 Şubat

-19 Mayıs-11 Haziran

-17 Eylül-9 Ekim

 

arasında gerileyecek. 15 gün öncesinden 15 gün sonrasına kadar dikkatli olmak zorundayız.

 

Güneş ve ay tutulmaları bu yıl hangi tarihlerde olacak? Bu tutulmalar bizi etkiler mi? Nasıl etkiler? 

Güneş ve Ay tutulmaları elbette insanları ve dünya konjonktürünü,siyasi durumu, modayı ve kitlesel hareketleri etkiler. Tüm büyük değişimlerin nedenidir tutulmalar. 

 

Fakat şu değildir: deprem yaratır!.. Bu ilk çağa ait bir korku. Güneşin veya Ay’ın kararması verimsizlik sembolüymüş ve hatta başa gelen tüm felaketler bu karanlıkla ilişkilendirilmiş. Genetik olarak o korkuyu taşıdığımızı düşünüyorum. Yoksa dünyadaki önemli astrologlar korkma halinde sıyrılalı uzun yıllar oldu. Bu konuda korkanlar astrologlar değil, falcılardır. Tutulmalar tek başına yükselme ve sonuç alma yaratır. Güneş tutulması yükseltir, başarı getirir, Ay tutulması final ve sonuca ulaşmanın tarihini yazar. Sıradan bir yeniay ve dolunayın 5 katı fazla etki yaratır. 

 

Fakat tutulma tek başına yapabileceğinden fazlasını gezegenlerin olumlu veya olumsuz açıları eşliğinde başarır. Olumlu açılar varsa yükseliş mutlulukla desteklenir. Olumsuz açılar varsa yükselirken hızla düşme tehlikesi vardır. 

 

20 Mart da Balık burcunda

13 Eylül de Başak burcunda Güneş tutulacak. 

 

4 Nisan da Terazi burcunda,

28 Eylül de Koç burcunda Ay tutulacak. 

 

Mart ve Eylül ruh sağlığı ve fiziksel sağlık alanında büyük adımlar bekleyeceğimiz aylar. Nisan ve Eylül sonu-Ekim başı ise ilişkilerin sınavdan geçeceği aylar. 

 

20 Mart  Güneş tutulması kalıcı ve geri dönüşü olmayan değerler oluştururken, zorunlulukların hırçınlaştığı bir durum yaratacak. 

 

4 Nisan Ay tutulması duyguları köklü bir değişikliğe zorlayacak ancak bunun bir şans olduğunu biliyor olacağız.

 

13 Eylülde yanlış düşünceler güçlü kişilerin desteği ile çözüme ulaşacak. Hep birlikte buna sevineceğiz. 

 

28 Eylül Ay tutulmasında engelleyen ve sürekliliği olan bir çalışmanın eskiden, geçmişten gelen değerlere karşı olması düşündürecek. Eski hatalar güvenliği zedeleyebilir. 

 

Güneş tutulmaları 1 ay öncesinden 1 ay sonrasına kadar etkili. Ay tutulmasının sınırı 15 gün öncesinden 15 gün sonrasına kadar.

 

2015 için daha önemli tarihler de var.

 

3 Mart mesela..Jüpiter-Uranüs arasındaki olumlu açı Dünya’yı ve tüm insanları olumlu anlamda etkileyecek. Aslan, Koç ve Yaylar olumlu etkileniyor. 

 

17 Mart yıkıcı ve psikolojik silahların çekildiği bir tarih. Kazanan da kazanmış olmayacak. 

 

22 Haziran kesinlikle en mükemmel döneminiz olabilir. Özellikle ateş grubundansanız. Büyük bir sürpriz hayatınızı değiştirebilir. O gün Nirvana`ya ulaşabilirsiniz. 

 

3 Ağustos`ta karşınıza çıkan gizemin çözülmesi pek de keyif vermeyecek. O sırrı öğrenmekten hoşlanmayacaksınız. Ve yasaklar derinlerde bir yerinizi acıtacak.  O gün şanssızlıklar hayatınızın en büyük engelini yaratabilir. 

 

17 Eylül`de hayal kırıklıklarını hafife almamak gerekiyor. Alerji kökenli hastalıkları ve deri sorunlarını da..Sonrası eziyet olabilir.

 

11 Ekim muhteşem bir gün. Kendi gücünüzün farkına varabilirsiniz daha da iyisi

 “ güzellik ve iyilik” kazanabilir.

 

26 Kasım salgın hastalıkların veya yeni bir hastalığın korku saldığı gün olabilir. Mart 2016 itibariyle çözümleneceğini söylemeliyim. 

 

2015 genel olarak 2014 kadar yorucu ama daha iyi bir yıl. Değerlendirebilenler için tabii..Daha fazlasını www.sukarakus.com `dan izleyebilirsiniz.

 

Okuyucularımız için bir mesajınız var mı 2015`e dair veya okuyucularımıza söylemek istediğiniz bir şey var mı son olarak? 

2015 yılı bir çeşit “geçiş yılı”..Büyük hedefleri ve büyük dileklerin gerçekleşmesini 2016`ya saklamak daha doğru olur. Hazırlıklar, değişim ve dönüşüm 2015’in konusu. 

 

Ve 2016`ya donanımlı girebilmek için Kozmik Sihirlerden mutlaka yararlanmalı. En azından bir şifa sanatını öğrenmeli, uygulamalı.  Bunlar zorlu yaşam yolunu kolaylaştıran, ışıklandıran bilgiler..Uzun uzun beklemek, acı çekmek, travmatik sonuçlara yol açmak yerine daha mutlu olmanın sırrını öğrenmeliler. Tüm okurlarımıza keyifli ve güzel enerjilerle buluşacakları bir yıl dilerim.