Ana SayfaSağlıkEstetik Güzelleştirmez, Gençleştirir

Estetik Güzelleştirmez, Gençleştirir

Türkiye’de en çok yapılan estetik ameliyatlar neler, erkeklerin estetik ameliyatlara ilgisi ne kadar, kadın ve erkeklerin estetik ameliyatı yaptırmasının nedenleri ve bu müdahalelerin sınırı ne olmalı? Bu soruların yanıtlarını Plastik, Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Evrim Uçkunkaya’dan aldık.

Plastik ve Estetik Cerrahi nedir? Farkları nelerdir? 
Biz insanlar karşımızdakine hep önce sağlık sonra mutluluk ve sonra da güzellik dileriz. Yani güzellik üçüncü sırada olur ve sağlıksız (ruh&beden)bir insan vücudunda da hiçbir önem taşımaz. Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi (Yeniden Yapım ve Onarım Cerrahisi) Plastik cerrahinin bu dalı; doğumsal veya sonradan oluşan anomalilerin tamirine, şekil ve fonksiyon bozukluklarının giderilmesine ve vücut imajının düzeltilmesine çalışan bir cerrahi daldır. Plastik, Yunanca ”plasticos” sözcüğünden gelmekte ve şekillendirme, bir kalıba uydurma, anlamına gelir. Rekonstrüktif ise Latince bir sözcük olup yeniden yapmak anlamındadır. Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi, tüm vücut yüzeyinde oluşan her türlü cerrahi problemle ilgilenir. Plastik Cerrahi’de sınır yoktur. Deri kaybolmuşsa başka yerden deri nakli yapılır, kemik eksilmişse kemik nakli yapılır. Estetik Cerrahi (Kozmetik Cerrahi), Plastik Cerrahi içinde bir yan daldır. Estetik Cerrahi, vücudun doğal yollardan ya da sonradan normal dışı rahatsız edici görüntülerin düzeltilmesi ile uğraşan bir cerrahi bölümüdür. Tüm Plastik Cerrahlar uzmanlık eğitimleri sırasında aynı zamanda estetik cerrahi eğitimi görürler ve bu operasyonları yapmakta tek yetkili cerrahlardır. 

Hastaların estetik bir operasyona karar verme aşamasında neler yapıyorsunuz? 
Hasta odama girip bana kendinde hoşuna gitmeyen ve rahatsız edici bulduğu konuları anlatır. Sonra beraberce konuşup kendisine real bir şekilde neyin olup olamayacağını anlatırım. Mesela doğumdan sonrası, gençlikte güzel olan memeleri deforme olmuş bir bayanın, tüm vücudunda harmonik olmayan bir durumu beğenmemesi gibi… Yani sonunda hasta şikayeti ile gelir, biz ona reçetesini veririz. O ilacı alıp almamanın sorumluluğu kendine aittir. Biz hastayı estetik ameliyat olmaya teşvik etmiyoruz, çünkü estetik ameliyatlar bir zorunluluk değildir. Hasta o kararı kendisi vermeli ve sorumluluğunu da kendisi almalıdır. 

Genelde Estetik Cerrahi’de hastaların büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Kadınların güzellik konusunda toplum baskısı altında kaldığını düşünüyor musunuz? 
Kesinlikle toplum baskısı olduğuna inanmıyorum. İnsanların televizyon, internet ve renkli magazinden çok etkilendiklerine inanıyorum. Bazen gerçek olamayacak kadar güzel ve gösterişli görüntülere bile inanabiliyoruz. Ama gelip; “Ben aynaya bakıyorum. Kendimi çok feminen, çok kadınsı buluyorum. Fakat memelerim küçük, bu benim iç dünyamı yansıtmıyor” diyen de var. Doğru hasta bu şekilde düşünendir. Ben bunu kesinlikle yadırgamıyorum. İnsanın kendi organlarından, kendi uzuvlarıyla mutlu ve barışık olması gerekiyor. Evet gelenlerin çoğu bayan ve kimisi birinden etkilenip, kimisi bir başkasının yaptırmış olduğu ve kendisine de aynı şeyin yakışıcağını düşündüğü için ve kimisi de çevresinindekilerin kritik yorumlarından dolayı geliyor. Bunlar doğru hastalar değil. Kişi kendi problemini kendi iç dünyası ile içselleştirmeli, başkası ile kıyaslamamalı. 

Genelde estetik için insanların kafasında belli görüntüler oluşuyor. Örneğin Angelina Jolie dudağı, Jennifer Lopez kalçası gibi. Böyle taleplerle karşılaşıyor musunuz? 
Maalesef ki karşılaşıyoruz. Bazı hastalarım geldiklerinde “Ben bunu istiyorum siz ne düşünüyorsunuz?” diyor. Ben de “hiçbir şey düşünmüyorum” diyorum ve şaşırıp, kızıp sinirleniyorlar. O zaman da, benim için “sizin” ne istediğiniz önemli diyorum. Ama böyle bir şeyin olamayacağını da her zaman söylüyorum. Angelina Jolie’nin genleri farklı. Annesi başka, babası başka, DNA’sı başka, ırkı başka. Yani düşününce pek de mümkün olamayacak bir şey değil mi? Komple o insanı değiştirmek lazım ki, bu da mümkün değil. Yani hastanın ruhuna estetik lazımsa, bedenine yaptırması doğru değil. 

Ameliyat türlerinin bölgelere göre belli dönemleri oluyor mu? 
Yazın karın, liposuktion gibi ameliyatlar sıcaktan rahat olamayan korse giymeden dolayı uygun değildir. Diğer ameliyatlar hastaların sosyal yaşamına ve programlarına göre planlanabilir. Yüz ameliyatları da bu dönemde uygun değildir.

 Bu dönemlerde hangileri yapılıyor? 
Bu dönemlerde genellikle botoks, dolgu, mezoterapi, Prp ve fibrocell olabiliyor. Biz her zaman hastalarımıza ameliyattan sonra 4-­6 hafta güneşe çıkmanız, spor yapmanız uygun değil diye söylüyoruz. Eğer ki, hastamız sorun yok diyorsa tabiki bizim için hastamızın isteği önemli.

Sizce hangi yaşlar hangi müdahaleler için daha uygun? 
Meme ameliyatlarında zorunlu olmadıkça vücudun büyümesini, oturmasını ve ergenlik döneminin bitmesini beklemek lazım. Ağır gelişme deformitesi olduğu durumlarda erken yaşlarda da ameliyat yaparak erken yaşta yaşayabileceği travmatik durumları engellemek gerekir. Burunda estetik olmasa bile hastanın nefes alamadığı veya travmatik durumlarda buruna müdahale edebiliyoruz. Yetişkinlerde burun estetiği haricinde yaş sınırı yoktur. Ya da daha çok küçük yaştaki çocuklarda kepçe kulak ameliyatı yapabiliyoruz. Erken yaşta yani okula başlamadan önce müdahale etmek çocuklar için çok daha doğru bir karar. 

Peki erkekler ne kadar ilgileniyor estetikle? Ve hangi operasyonlar için geliyorlar? 
Kadınlar kadar değil ama ilgilenen çok var. Erkekler de daha çok yüz, üst ve alt gözkapağı, burun ameliyatı, Liposuktion (Yağ aldırma), jinekomasti (meme küçültme), botoks ve dolgu yaptırıyor.

Bir estetik operasyonun başarılı olup, olmadığı nasıl anlaşılır? 
Bir plastik cerrah için en zor tarafıda bu. Bizlerin başarı kriteri hastanın beğenmesi ve bu bir subjektif kriter. Onun için en iyisi doğru hastayı seçmektir. Ameliyatı ne kadar doğru da yapsanız, hukuk karşısında haklıda olsanız doğru hastayı seçmezseniz mutlu olmazsınız. Bu tıpkı mutsuz bir çocuğun çok pahalı bir oyuncakla oynamayıp bir kenara bırakması gibidir.

Hasta memnun kalmadıysa geri dönüşü var mı? 
Ne yaptığımıza bağlı olarak tabi ki var. Örneğin meme ameliyatı olan ve memelerini büyütmek isteyen bir bayan ameliyattan çıktıktan üç dört ay sonra “Çok büyük oldu, beğenmedim” diyebiliyor. O zaman çıkartıp küçüğünü koyabiliriz, ama yine büyütülmüş bir memenin de ayrıca bir ameliyatla toparlanması gerekecektiğini de hastalara anlatmak gerek. Ama bugüne kadar hiç yaşamadım. Ben hastalarıma bu konularda yeterli zaman ayırıp kendileri ile beraber doğru kararlar verdiğimize inanıyorum. 

Estetik operasyonların yapılma oranları Türkiye’de fazla mı? Avrupa ülkeleri ile kıyaslarsak? 
Etnik faktörler rol oynadığı icin estetik ameliyatların bölgelere, yerlere göre dağılımı farklıdır. Örneğin, Türkiye’de Burun, Çin ve Asya’da Göz, Brezilya’da Popo gibi. 
Estetik operasyonlar Türkiye’de daha mı pahalı? 
Hayır, kesinlikle değil. Öyle bir söylenti var ama Almanya ve Amerika’yla ve diğer büyük Avrupa ülkeleri ile kıyasladığımızda kesinlikle daha pahalı değil. Ayrıca oralarda ameliyat olduğunuzu ve geri döndüğünüzde bir sorunla karşılaştığınızı düşünün. Telefon ve internetle düzeltmek için ameliyat olamayacağınıza göre tek çareniz ya geri gitmek ya da burada yapılmış olanı düzeltmeye çalışacak bir doktor bulmak. Bazen yüzü astarını geçebilir. 

Estetik Cerrahi’nin Türkiye’deki gelişimi hakkında neler söylersiniz? 
Son 10 senede Türk Plastik Cerrahisi Avrupa ve dünyada gerek bilimsel gerek cerrahi açıdan çok ilerdedir. 

Estetik dünyasında son yenilikler nelerdir? 
Ünlülerin pırıl pırıl ciltlerinin, yüzüne ışık geldi dediğimiz Fibrocell var. Fibrocell de bir kök hücre tedavisi aslında. Kulak arkasından küçük biyopsi alınıyor. Neden kulak arkası derseniz. Güneş görmeyen bir deri gerekiyor. Çünkü orada hücreler daha aktif ve daha canlı. Oradan küçük bir doku alıyoruz. Bu bir laboratuvarda üretiliyor ve 6 hafta sonra ilk uygulamayı yapabiliyoruz. Bu Fibroblast hücreler, cildin kolajeni yani ışıltısını, gerginliğini, sağlıklılığını veren hücreler. Bu hücreleri cildinize enjekte ediyoruz. Genelde 3 seans uyguluyoruz. Ve hiçbir yan etki ya da reaksiyon görünmüyor. Fibrocellin en güzel özelliğinden biri bu. Kendi dokunuz  olduğu için hiçbir yan etkisi yok. Kanserojen etkisi yok. Alerjik reaksiyon yok. Genel anesteziye gerek yok. Cildinizi bir kremle uyuşturuyor, temizliyor ve uyguluyoruz. Sonrasında gayet güzel makyajınızı yapıp günlük hayata geri dönebilirsiniz. Ayrıca saç azalmalarında da aynı terapiyi kullanarak saç hücrelerini uyarıp saçların daha canlı ve parlak çıkmalarını sağlıyoruz. Şu anda ki en son mucizevi yenilik bu. 

INSTAGRAM

SOSYAL MEDYADA BİZ

58,698BeğenenlerBeğen
50,163TakipçilerTakip Et
879TakipçilerTakip Et
6,728TakipçilerTakip Et
1,569AboneAbone Ol

TAROT FALI