1) O efsanevi Cappucino’yu içmek
Kahve, İtalyan kültürünün vazgeçilmez bir parçası. Şehrin her köşesinde otantik ve benzersiz caféler bulmak mümkün. Fakat, enfes bir Cappucino deneyimlemek istiyorsanız Via Felice Casati’de bulunan ve şehrin en “cool” mekanlarından biri olan Pavé’ye kesinlikle uğramalısınız. Ama sakın Cappucino’nuzu öğleden sonra söylemeyin! İtalyanlara göre Cappucino bir sabah kahvesidir ve öğleden sonra ısmarlayacağınız bir Cappucino ayıplanmanıza neden olabilir.
Mükemmel Cappucino için mekan önerileri:
Pavé – Via Felice Casati 27
Ottimo Massimo – Via Spadari
2) Sanatçıların ve tasarımcıların favorisi Brera semtini keşfetmek
Brera Güzel Sanatlar Akademisi’ni içinde bulunduran ve yürüyerek keşfedilmesi gereken Brera daima atmosferi ile bir ilham kaynağı. Bu bohem semt vintage mağazalar, enfes pastaneler ve tipik İtalyan restoranları ile dolu. Ayrıca Armani, Dolce&Gabbana, Prada, Versace gibi yüksek moda markalarının bulunduğu alışveriş alanı “Altın Dikdörtgen” yani ünlü Via Montenapoleone’den sadece bir kaç adım ötede.
3) Şehrin ev sahipliği yaptığı başyapıtlardan birini görmek
Milano’nun bir turizm noktası olmasının sebeplerinden birisi de ev sahipliği yaptığı sayısız başyapıt; özellikle de Leonardo da Vinci’nin Son Yemeği (L’Ultima Cena – Santa Maria delle Grazie). Lakin kalabalık gruplar için bilet bulmak Prada moda gösterisine önden yer ayarlamak kadar zor! Aylar öncesinden rezervasyon şart. Tavsiye; tek başınıza gidin! Yalnızca bir kişi için bilet bulmak rezervasyonsuz ve hemen mümkün olabiliyor. Milano’daki diğer önemli başyapıtlar arasında ise Francesco Hayez’in The Kiss’i (Pinacoteca di Brera), Caravaggio’nun Basket of Fruit’ı (Pinacoteca Ambrosiana) ve Michalengelo’nun Rondanini Pieta’sı (Castello Sforzesco) bulunmakta.
4) Duomo’nun çatısından gün batımını izlemek
Yapımı 500 yılı aşan bu devasa Gotik katedralin çatısına çıkmak ve tüm şehri kuş bakışı görmek mümkün. Yaklaşık 150 basamak yukarı çıktığınızda (endişelenmeyin, asansör de var!) pembe Candoglia mermerinden oyulmuş 4000’e yakın aziz heykelini ve katedralin en yüksek noktasındaki altın kaplama Meryem anıtını daha yakından görme şansına sahip oluyorsunuz. Modern Milano’nun sembolü olarak kabul edilen Unicredit binasına kadar – hatta eğer şanslıysanız ve hava açıksa Alp’leri dahi görebilmek mümkün!
5) Navigli’de “aperitivo” keyfi yapmak
İki su kanalı olan Naviglio Grande ve Naviglio Pavese şehrin güneyinde yer alan ve gece hayatının gözdesi olan Ticinese semtinde bulunuyor. Bu bohem kanallar caféler, vintage mağazalar ve sanat galerileri ile çevrelenmiş. Burası “aperitivo” ya da Milano usülü “happy hour” yapmak için en doğru yer. Tek yapacağınız menüden bir kokteyl ısmarlamak, böylece sınırsız açık büfeye erişiminiz oluyor.
Ayrıca her ayın son Pazar günü bu kanallarda kurulan antika pazarına denk gelirseniz kendinize ve sevdiklerinize küçük hediyeler bulabilirsiniz.
Aperitivo için mekan önerileri:
Mag Café – Ripa di Porta Ticinese 43
Rita – Via Angelo Fumagalli 1
6) Tek kelime: Gelato
Unutulmaz bir gelato için LatteNeve. LatteNeve küçük ve mütevazi bir İtalyan dondurmacısı, fakat lezzetleri eşsiz. Bir çok çeşit klasik dondurma ve sorbet lezzetlerinin yanı sıra vegan opsiyonlar da sunmakta. Ayrıca enfes kreplerinin kokusu tüm caddeyi sarıyor!
Adres: Via Vigevano
7) Ceresio 7’de yudumlayacağınız bir kadeh şarap
Dsquared2 grubu tarafından açılmış olan Ceresio 7 havuzlu terasları, şehir manzarası, eşsiz menüsü ve elit atmosferi ile kaçırılmaması gereken bir mekan.
Adres: Via Ceresio 7
8) Gerçek bir Milano’lu gibi Luini’de hızlı bir “öğle yemeği”
Üzerinde bulunduğu caddeye saptığınız an uzaktan dahi önünde birikmiş olan kalabalığı görebileceğiniz Luini, “panzerotto” denilen kızarmış hamurları ile ünlü. Sade ya da içleri aklınıza gelebilecek – tuzlu ya da tatlı – her şey ile doldurulmuş olan bu lezzetli atıştırmaların en klasiği ise içi domates ve mozarella dolu olan. Efsaneye göre panzerotto, giysilerine yemek dökülmesini istemeyen aristokratlar için geliştirilmiş bir çeşit kapalı mini pizza.
Adres: Via Santa Radegonda 16
9) 10 corso como’da bir büyülü akşamüzeri geçirmek
Sahibi Vogue İtalya eski editörü Carla Sozzani olan 10 Corso Como, açıldığı 1990 yılından beri moda ve tasarım dünyasının gözdesi bir mekan. Kitapçı, café, restoran, ve galeriye ev sahipliği yapan bu gizli cennet, moda sektörüne biraz dahi ilgi duyan herkes için bir durak noktası olmalı. Mekanın iç ve dış tasarımı akılda kalıcı ve özellikle de Noel zamanı ayrı bir büyüleyici. Burada satılan özel tasarım defter ve aksesuarlar sevdikleriniz için harika birer hediye olabilir.
Adres: Corso Como 10
10) Risotto alla Milanese’yi tatmak
Safran ile renklendirilen bu yemeği Milano’daki hemen hemen her restoranda tatmak mümkün. Fakat sıradışı bir deneyim arıyorsanız dünyanın en ünlü opera evi olan Teatro alla Scala’nın restoranı üzerine altın folyaj konan eşsiz bir Milano risotto’su servis etmekte.
Adres: Il Marchesino – Via Filodrammatici
Kahve, İtalyan kültürünün vazgeçilmez bir parçası. Şehrin her köşesinde otantik ve benzersiz caféler bulmak mümkün. Fakat, enfes bir Cappucino deneyimlemek istiyorsanız Via Felice Casati’de bulunan ve şehrin en “cool” mekanlarından biri olan Pavé’ye kesinlikle uğramalısınız. Ama sakın Cappucino’nuzu öğleden sonra söylemeyin! İtalyanlara göre Cappucino bir sabah kahvesidir ve öğleden sonra ısmarlayacağınız bir Cappucino ayıplanmanıza neden olabilir.
Mükemmel Cappucino için mekan önerileri:
Pavé – Via Felice Casati 27
Ottimo Massimo – Via Spadari
Brera Güzel Sanatlar Akademisi’ni içinde bulunduran ve yürüyerek keşfedilmesi gereken Brera daima atmosferi ile bir ilham kaynağı. Bu bohem semt vintage mağazalar, enfes pastaneler ve tipik İtalyan restoranları ile dolu. Ayrıca Armani, Dolce&Gabbana, Prada, Versace gibi yüksek moda markalarının bulunduğu alışveriş alanı “Altın Dikdörtgen” yani ünlü Via Montenapoleone’den sadece bir kaç adım ötede.
Milano’nun bir turizm noktası olmasının sebeplerinden birisi de ev sahipliği yaptığı sayısız başyapıt; özellikle de Leonardo da Vinci’nin Son Yemeği (L’Ultima Cena – Santa Maria delle Grazie). Lakin kalabalık gruplar için bilet bulmak Prada moda gösterisine önden yer ayarlamak kadar zor! Aylar öncesinden rezervasyon şart. Tavsiye; tek başınıza gidin! Yalnızca bir kişi için bilet bulmak rezervasyonsuz ve hemen mümkün olabiliyor. Milano’daki diğer önemli başyapıtlar arasında ise Francesco Hayez’in The Kiss’i (Pinacoteca di Brera), Caravaggio’nun Basket of Fruit’ı (Pinacoteca Ambrosiana) ve Michalengelo’nun Rondanini Pieta’sı (Castello Sforzesco) bulunmakta.
Yapımı 500 yılı aşan bu devasa Gotik katedralin çatısına çıkmak ve tüm şehri kuş bakışı görmek mümkün. Yaklaşık 150 basamak yukarı çıktığınızda (endişelenmeyin, asansör de var!) pembe Candoglia mermerinden oyulmuş 4000’e yakın aziz heykelini ve katedralin en yüksek noktasındaki altın kaplama Meryem anıtını daha yakından görme şansına sahip oluyorsunuz. Modern Milano’nun sembolü olarak kabul edilen Unicredit binasına kadar – hatta eğer şanslıysanız ve hava açıksa Alp’leri dahi görebilmek mümkün!
İki su kanalı olan Naviglio Grande ve Naviglio Pavese şehrin güneyinde yer alan ve gece hayatının gözdesi olan Ticinese semtinde bulunuyor. Bu bohem kanallar caféler, vintage mağazalar ve sanat galerileri ile çevrelenmiş. Burası “aperitivo” ya da Milano usülü “happy hour” yapmak için en doğru yer. Tek yapacağınız menüden bir kokteyl ısmarlamak, böylece sınırsız açık büfeye erişiminiz oluyor.
Ayrıca her ayın son Pazar günü bu kanallarda kurulan antika pazarına denk gelirseniz kendinize ve sevdiklerinize küçük hediyeler bulabilirsiniz.
Aperitivo için mekan önerileri:
Mag Café – Ripa di Porta Ticinese 43
Rita – Via Angelo Fumagalli 1
Unutulmaz bir gelato için LatteNeve. LatteNeve küçük ve mütevazi bir İtalyan dondurmacısı, fakat lezzetleri eşsiz. Bir çok çeşit klasik dondurma ve sorbet lezzetlerinin yanı sıra vegan opsiyonlar da sunmakta. Ayrıca enfes kreplerinin kokusu tüm caddeyi sarıyor!
Adres: Via Vigevano
Dsquared2 grubu tarafından açılmış olan Ceresio 7 havuzlu terasları, şehir manzarası, eşsiz menüsü ve elit atmosferi ile kaçırılmaması gereken bir mekan.
Adres: Via Ceresio 7
Üzerinde bulunduğu caddeye saptığınız an uzaktan dahi önünde birikmiş olan kalabalığı görebileceğiniz Luini, “panzerotto” denilen kızarmış hamurları ile ünlü. Sade ya da içleri aklınıza gelebilecek – tuzlu ya da tatlı – her şey ile doldurulmuş olan bu lezzetli atıştırmaların en klasiği ise içi domates ve mozarella dolu olan. Efsaneye göre panzerotto, giysilerine yemek dökülmesini istemeyen aristokratlar için geliştirilmiş bir çeşit kapalı mini pizza.
Adres: Via Santa Radegonda 16
Sahibi Vogue İtalya eski editörü Carla Sozzani olan 10 Corso Como, açıldığı 1990 yılından beri moda ve tasarım dünyasının gözdesi bir mekan. Kitapçı, café, restoran, ve galeriye ev sahipliği yapan bu gizli cennet, moda sektörüne biraz dahi ilgi duyan herkes için bir durak noktası olmalı. Mekanın iç ve dış tasarımı akılda kalıcı ve özellikle de Noel zamanı ayrı bir büyüleyici. Burada satılan özel tasarım defter ve aksesuarlar sevdikleriniz için harika birer hediye olabilir.
Adres: Corso Como 10
Safran ile renklendirilen bu yemeği Milano’daki hemen hemen her restoranda tatmak mümkün. Fakat sıradışı bir deneyim arıyorsanız dünyanın en ünlü opera evi olan Teatro alla Scala’nın restoranı üzerine altın folyaj konan eşsiz bir Milano risotto’su servis etmekte.
Adres: Il Marchesino – Via Filodrammatici
Hazırlayan: Aslıhan Tekinırk
GÜNLÜK TAROT FALINIZ
