Ana SayfaRöportajMago Jewelry ve Cesi Menase`yi Tanıyalım

Mago Jewelry ve Cesi Menase`yi Tanıyalım

 Mago Jewelry’nin kuruluşundan ve isminden bahsedelim öncelikle…

Takıya apayrı bir tutkum ve merakım vardı. Çocukluğumdan beri bunun böyle olduğunu söyleyebilirim. Bu ilgi ve merak önce kendime yaratım süreçlerime yöneltti beni. Kendim için eldeki takıları değiştirmek, bozup oynamak ya da direkt kendi takacağım bir takı yaratmak yolculuğun ilk adımıydı. Kendim için yarattığım takılar, çevrem tarafından çok beğenilmeye başladı. Yakın arkadaşlarımdan biri de yaptıklarımı beğenince, beni eşi Eli Roziya ile bir araya getirdi. Eli, uzun zamandır pırlanta sektörü içinde varlığını sürdüren, bu konuda oldukça da tecrübeli biridir. Halihazırda da 30 senelik bir pırlanta şirketinin ortağı. Kısaca neden olmasın, neden beraber bir oluşuma gitmeyelim dedik ve böylece şimdiki ortaklığımızın, markamızın temellerini oluşturmuş olduk.

İsme gelince; kişisel gelişim sürecim, yıldızlar, astroloji hayatımın hep içerisinde. Dolayısı ile markaya vereceğimiz ismin yolumuzu ne kadar fazla etkileyebileceğini biliyorum; ya da böyle inanıyorum diyelim. Fark ederek, farkında olarak yaşamayı seçtiğim bu yolda da markaya vereceğimiz ismi ayrı düşünemezdim tabii.

Ablam İtalya’da yaşıyor. Yaptığımız fikir alışverişlerinden birinde “Mago” ismini o önerdi bana. Mago, İtalyanca büyü, sihir demek. Tamamen içimizdeki kıvılcım, etrafımıza saçtığımız ışık, büyü anlamına sahip bir kelime. Böylece ismimize karar vermiş olduk. İstedim ki duyanda da, satın alanda da, etkileşime girende de kelimenin anlamında olduğu gibi bir etki yaratalım.

Peki arkadaşınızın eşi ile yollarınız keşismese de Mago Jewelry ortaya çıkar mıydı?

Ben kadere, kısmete çok inanırım. Hayırlısı ne ise o olur. Bugün Mago Jewelry’nin var olma sebebi şu ana kadar bahsettiğim bütün bu yol aslında. Çarpıştığımız insanlar hayatlarımızda büyük rol oynuyorlar. Yeter ki fark etmeyi, bize hangi kapıyı açtıklarını, ya da belki de hayrımız için hangi kapıyı kapattıklarını görelim. Bakmasını bilelim. Eli’nin hali hazırda zaten işleyen bir işi varken, bana inanması benim açımdan büyük bir fırsattı. O risk aldı; bundan çekinmedi. Bense çok çalıştım, çok emek verdim. İyi ki kesişmiş yollarımız… Kesişmese ne olurdu bilemiyorum özetle. Yalnız kesiştiği için ne olduğunun farkındayım. Buna da çok değer veriyorum.

Pırlanta gibi değerli bir taşla sektöre giriş yapmak sizi korkutmadı mı?

Bu noktada da işte tam da bahsettiğim gibi ortağımın rolü çok büyük oldu. Eli’nin pırlanta sektörünü çok iyi biliyor oluşu, pırlantayı bu kadar iyi tanıması sayesinde bu konuda bir korkum olmadı. Böylece korku gibi negatif enerjisi yüksek olan bir duygudan uzak şekilde tasarımlarıma odaklanabildim. 

Tasarımlarınızı yaparken ilham aldığınız şeyler neler?

Bazen bir taş konuşur benimle, bazen doğa ilham olur bana, bazen de etrafımdaki birinin cümle içerisinde kullandığı bir kelime, kadın, jest ve mimikler, şehir hayatı, sessizlik, iyi bir müzik. Özetle yaşıyorum ve yaşamımın her anını iyi değerlendirdiğime inanıyorum. Her an, bir ilham kaynağı.

 Günümüzde her şey gibi, takı tasarımı da çok değişti. Siz bu değişimi nasıl özetliyorsunuz?

Tasarımın para etmediği, değer görmediği günleri geride bıraktığımız için elbette çok mutluyum. Yalnız tasarım, içi doldurulmadığında değersizleşiyor. Herkes istediğini yapmakta tabii ki özgür; her malın da bir alıcısı var. Doğru. Yine de herkesin tasarımcı olmadığı gibi, tasarım ürün doğuramadığına da inanıyorum. Görüyorum. Etraf takı tasarımcısı dolu. Olumlu tarafı şu; rekabet güzeldir. İnsanı kamçılar. Ben iyi bir şey gördüğümde yürekten takdir ediyorum. Çok çok iyi takı tasarımcıları var Türkiye’de. Birbirinin aynı, iskeleti hazır alınan ve bunun adına tasarım denen ürünler de var. Özetle tasarım konusunda bir kavram karışıklığı mevcut. Arz ve talep meselesinden de kaynaklanıyor. Tasarım henüz tam olarak oturmadı çünkü burada. Zaman içinde tasarımın, hazır ve emeksiz ürünlerden ayrışacağına, ayıklanacağına inanıyorum.

Kişiye özel sipariş de yapıyor musunuz?

Yapıyoruz. En önemli çıkış noktalarımdan biri de zaten bu. Halihazırda koleksiyonlarımızda bulunan tasarımlar mevcut. Dileyen ile görüşüyor ve onlar üzerinde oynamalar, değişiklikler yapıyoruz. Ya da kişiyi iyice dinliyor, anlıyor ve tamamen onun için, ona özel bir yaratım sürecine giriyoruz.

Kasada duran takılar, artık kasada durmasınlar istiyorum. Mücevher günlük hayatımızın parçası olsun. Babaanneden, anneanneden kalan takılar eskimeye yüz tutacağına elimizde, boynumuzda değerlensin asıl. Bazen sadece temizlemek bir mücevheri yetebilir, bazense tamamen değiştirmek ya da sadece renklendirmek…

Sürdürülebilir olmalı takı; her döneme hitap edilmeli, takılmalı. Moda olduğu için alınmış; zamanı geçince kenara atılmış olmamalı. Herkese her şey gitmez. Herkese yakışacak bir takı ise elbet vardır. Onun ne olduğuna beraber karar vermeyi seviyorum.

Takı danışmanlığı da yapıyormuşsunuz sanırım, o nasıl oluyor?

Kişinin karakterini analiz edip, ona neyin en çok yakışacağını bulmak, neyin onu en çok yansıtacağını kestirebilmek… Jest ve mimiklerini, sohbetimiz esnasında incelemek. Böylece neyi ön plana çıkartmamız, nelerden kaçınmamız gerektiğini çözümleyebiliyoruz.

Örnek vereyim. Bir arkadaşım kız arkadaşına evlenme teklif edecekti. Kız klasik parçaları sevmeyen, farklı şeylerden hoşlanan biriymiş. Arkadaşım da bu önemli teklifi ederken vereceği yüzüğün kıza özel olmasını diliyordu. Kıza baktık, tahmin ettik, anlamaya çalıştık, öne çıkan özelliklerini ayrıştırdık. Kızın göz rengi çok güzel bir yeşil. Haftalarca kızın gözleri renginde yeşil bir taş aradık. Bulduğumuzdaysa yine klasik kesim bir tek taş değil, oldukça farklı bir model ortaya çıkardık. Bizim için güzel bir başarı öyküsü oldu. Kız çok beğendi yüzüğünü.

Erkekler için de bileklik, kol düğmesi gibi ürünler mevcut sanırım. Erkeklerden de yeterli ilgiyi görebildiniz mi marka olarak?

Tarzına önem gösteren erkekler arttı günümüzde. Dolayısı ile erkekler için tasarım yapma ihtiyacı doğdu. Bir de bizim müşteri kitlemizde gerçekten o kadar kibar ve düşünceli erkekler var ki. Eşlerine, sevgililerine, annelerine takı alıyorlar. Böyle ince düşünen beyler olunca, onlar için de tasarlamak şart oldu. Gördüğümüz ilgiden memnunuz.

Favori koleksiyonunuz var mı?

Ortaya çıkan koleksiyonların birer hikayeleri var; biz bunu paylaşıyoruz. Dolayısı ile bizden takı alan kişi şıklığın yanı sıra kendine yakın bulduğu bir hikayeyi de satın almış oluyor aslında. Mago taktığı zaman biri sadece tarz olduğunu düşündüğü için değil, ona bir şey ifade ettiğimiz için de bizi tercih ediyor özetle.

Bu bağlamda ilk bebeğimiz “Galaxy” koleksiyonumuz oldu. Ondan öncekiler renkli taşların yer aldığı “Sugar Free” koleksiyonumuz, “Wisdom” , “Chain” , “Wedding”` koleksiyonları ve daha birçokları… Hepsi benim için çok değerli; yalnız kendi hikayesi ile yoğrulmuş olan ilk koleksiyon dediğim gibi Galaxy koleksiyonu. Evrenden, yıldızlardan, astrolojiden etkilenerek yarattığım bir koleksiyondu. Dolayısı ile takan, satın alan da oldukça güçlü bir anlama dahil olmuş oldu. “DNA” koleksiyonu ise yine oldukça sağlam bir arka plana sahip. Tıpkı DNA’larımızı oluşturan hücre parçaları gibi, o hücrelerin her birinin belli bir anlam sebebiyle dizilimlerini oluşturdukları gibi koleksiyonumuzun dizilimi de bu yapıda gerçekleşti. Her şey tam da olması gerektiği gibi, olduğu şekilde tam ve bütün… DNA’mızdan nasıl bir parçayı çekip de alamıyorsak, koleksiyonda da yan yana gelen her taş tam da yan yana durmaları gerektiği için öyle duruyorlar. Özetle koleksiyonun verdiği alt mesaj hayatımızda var olan her şeyin belli bir sebeple orada bulunduğuna dikkat çekiyor; yeniden hatırlatıyor diyelim. Son koleksiyonumuz “Gipsy” hem şehirli, hem de bohem. Özgür ruhlara hitap ediyor. Gördüğünüz gibi hiçbirini birbirinden ayıramıyorum; saatlerce onlardan bahsedebilirim.

 Biraz da sezondan bahsedelim o halde… Bu sene nasıl takılar bizi bekliyor? Öne çıkan herhangi bir aksesuar var mı?

Jest ve mimiklerinizi parlatan, kullandığınız dekolteyi öne çıkaran takılar seçmelisiniz. Günden geceye rahatlıkla kullanılabilecek takılar ön planda. Üzerinizde taşımaktan bıkmayacağınız, sanki onunla doğmuşsunuz gibi, bir uzvunuzmuş gibi hissettiren takılar mevcut koleksiyonlarımızda. Her şeyde olduğu gibi rahatlık ön planda özetle.

 Mago Jewelry ürünlerine nerelerden ulaşabiliriz?

Online olarak Lidyana`dan ulaşabilirsiniz.

Offline satış noktalarımız, İzmir ve Çeşme’de yer alan Designers of OZ, Ankara’da S9 Boutique, İstanbul’da ise Nuruosmaniye’de yerimiz. Yalnız Nuruosmaniye’de bulunan ofisimiz rendevu sistemi ile çalışıyor; bunu özellikle belirtmek istiyorum. Bunların yanı sıra Instagram hesabımız oldukça aktif. Bu mecradan da sipariş alabiliyoruz. Bir de kişiye özel servis yapıyoruz. Yani Mago severler ile onlara da yakın olan bir yerde buluşabilir, takılarımızı gösterebilir ve satış yapabiliriz. Bu herkesin hoşuna giden, alışveriş için kolay ve tercih edilen bir yol. Bizimle iletişime geçmeleri yeterli.

Son olarak Trendus okurlarına bir şey söylemek ister misiniz?

Yaz sezonu için önerimiz; yaza yakışır, sizi rahatsız etmeyecek, güneşlenirken ya da denize girerken çıkartma ihtiyacı hissetmeyeceğiniz takılar tercih etmeniz yönünde. Dolayısı ile hafif, yazın dokusunu içinde barındıran, kesinlikle klasiklikten uzak, kendi tarzı olan, dekoltenizi ön plana çıkartacak, bronz teninizi parlatacak takılar seçmeniz. Örneğin bizim bu yaz koleksiyonumuzda doğal taş kolyelerimiz mevcut. Taşın içerisine monte ettiğimiz, altın yuvalarının içerisinde küçük pırlantaları olan bu kolyeler benim için yazın vazgeçilmezi. Ya da Gipsy koleksiyonumuzda bulunan tüm takılar yine yaz boyu rahatlıkla kullanılabilir. Kollar dolmalı, gerdanlar dolmalı. Yaza böylesinin çok yakıştığına inanıyorum.

Bu keyifli röportaj için çok teşekkür ediyor ve size iyi yazlar diliyorum!

INSTAGRAM

SOSYAL MEDYADA BİZ

58,698BeğenenlerBeğen
50,163TakipçilerTakip Et
879TakipçilerTakip Et
6,728TakipçilerTakip Et
1,569AboneAbone Ol

TAROT FALI