Ana SayfaRöportajTrendus Özel Röportajı Buyrun Paylaşalım

Trendus Özel Röportajı Buyrun Paylaşalım

Haftaiçi her gün 16.30- 19.00 saatleri arasında Türk Max’ta çok eğlenceli dakikalar izleyicileri bekliyor. Programın adı Buyrun Paylaşalım. Aşkım Kapışmak ve Belit Özükan tarafından sunulan program hem eğlenceli hem öğretici.Adından da anlayacağınız gibi hayata dair her şey bu programda masaya yatırılıyor. Canlı telefon bağlantısı ile programın takipçileri yayına bağlanıyor ve sorunlarını anlatıp Aşkım Kapışmak’tan davranışsal ödevler alıyorlar. Bu programı izlemenizi tavsiye ediyoruz, size yararını ilerleyen günlerde göreceksiniz. Biz de Aşkım Kapışmak ve Belit Özükan ile çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Trendus: Böyle bir program yapma fikri nerden çıktı? Nasıl Başladınız?
BelitÖzükan: Aşkım’dan çıktı dermişim (gülüyor).
Aşkım Kapışmak: Geçen sene ilk kitabım çıktıktan sonra baya teklif geliyordu açıkçası. Bir programa konuk olmak kolay, program yapmak hiç bilmediğim bir şey. Dijitürk ailesinden teklif gelince, programında içeriği güzel olunca kabul ettim. Kabul ettikten sonra kiminle olacak sorusu ortaya çıktı. Ve bu sorunun cevabı olarak Belit geldi.

Trendus: Daha önceden tanışıyor muydunuz?
Belit Özükan: Hayır, tanışmıyorduk. Onlar böyle bir program hazırlığına girince bana geldiler. Ben de daha önce burada, Türk Max’ta program yapıyordum Deniz Özarman ile birlikte. Ordan Dijitürk ailesiyle beraber çalışmışlığım ve halen süren bir arkadaşlığımız vardı. Onlar projeyi bana anlattılar  ve “Ne dersiniz?” dediler. Ben de kabul ettim.

Trendus: Biz takip ediyoruz programı ancak bilmeyen okurlarımız için soralım. Programın içeriği nedir?
Aşkım Kapışmak: Amacımız klinik vakaların dışında, profesyonel anlamda insanların hedef belirlemesi, farkındalık sağlaması, varolan potansiyellerini ortaya çıkartmak amacıyla yapıyoruz bu programı. Bir hedef belirleyememiş, ne yapacağını belirleyemeyen ilişkilerinde sorun yaşayan (özellikle karşı cinsle, ailesiyle, patronuyla) insanlar arıyorlar bizi.Biz de onlara burada tiyolar veriyoruz. Davranışsal ödevler veriyorum.
Belit Özükan: Ben de saçma sapan ödevler veriyorum (yine gülüyoruz).Mesela bir örnek vermek istiyorum, çünkü çok komik. Bir hanımefendi aradı, eşinin erkek kardeşi aylardır evlerinde kalıyormuş, adam bir türlü gitmiyormuş. Hassas bir konu sonuçta, nasıl konuşacağım diye kadıncağız bize soruyor. Aşkım Bey de usturuplu bir şekilde karşınıza çekip şöyle anlatmalısınız, ileriki zamanlarda bu ilişkimizi şöyle etkiler böyle etkiler diyen konuşmalısınız diye örnekler veriyor falan. Hanımefendi de dinliyor, ben o sırada dedim ki “Hanımefendi bu iş böyle yürümez. Kardeşinin yatağının altına çürümüş balık koyun, onun kokusundan bir daha size gelmez zaten.” İşin ilginç yanı hanımefendi bunu deneyeceğim diyerek kapattı telefonu.
Aşkım Kapışmak: Bazen öyle arayanlar oluyor ki işin çözümü yok. O zaman diyorum ki hemen yolluyorsunuz hemen hemen.

Trendus: Direk kestirip atsınlar diye öneriyorsunuz?
Aşkım Kapışmak: Tabi, çünkü bazen gerçeği vurmak gerekiyor insanların yüzüne. Çok alışmışlar yıllarca ağlayıp sızlamaya. Ne ağlıyorsun? Kaldır kafanı bir şeyler yap. İnsanlar genelde sorunun içinde kalmayı seviyorlar.

Trendus: Evet Türkler sever acı çekmeyi, sorunlarla boğuşmayı…
Aşkım Kapışmak: Evet, acıda kalayım mantığı işte ben ona karşıyım.
Belit Özükan: Aşkım beyin yaklaşımı daha çok titre ve kendine gel üzerine galiba, değil mi?
Aşkım Kapışmak: Bu kadar ağlanıyorsun da peki ne olacak? O yardım etmiyor, bu yardım etmiyor. Sen ne yapacaksın? İnsanlara başkalarından olan beklentilerini azaltmalarını söylüyorum ben. Bunun için çalışıyorum. Hep o, bu… O beni sevsin, bu bana saygı göstersin. Böyle bir hayat olamaz. Yaptığım işi beğensinler, benden hoşnut olsunlar. Daha çok mutsuz oluyorsunuz.

Trendus: Bunlar insana hastalık da getiriyor değil mi?
Aşkım Kapışmak: Tabi canım. Ölüm var diyip korkup kaçıyorlar, panik atak hastası oluyorlar. Kabul edeceksin kardeşim, hepimiz öleceğiz. Bitti gitti. Bunu dank dank dank vurmak lazım kafalara. Diyorum ki ölüceğini bilmiyorsun ama ne yaşayacağını bilirsin, bunun için bir çaba göster. İşine sarıl, eşine sarıl, hayata sarıl, kendine sarıl. Hiçbir şey yapamıyorsan doğaya sarıl. En son hep bunu konuşuyoruz. Kimseyi sevmiyorsan o zaman git doğayı sev, hayvanları sev.

Trendus: Hep bir yolu var…
Aşkım Kapışmak:Bir yolu var tabi. Hep bizi sevsinler istiyoruz. Bizi sevmezler, biz seversek severler.
Belit Özükan: Bir de galiba benim gözlemlediğim insanlar hep hayatta yaşadıkları problemleri, sıkıntıları biri gelsin çözsün istiyorlar. Hep başka birinden çmözüm bekliyor. Yani kocasıyla mutsuzsa kocası çözsün istiyor ve ya çocuğuyla problemi varsa çocuğu artık düzgün davranmalı. İşiyle ilgiliyse işte patronunun aklı başına gelmeli. Halbuki bizim gidip o patronla, kocayla olan sorunu halletmemiz gerekiyor. Yani yardım için başvuranın kendinin halletmesi gerekiyor.
Aşkım Kapışmak: Beden dillerini tanımıyorlar insanlar. Nasıl davrandıklarını bilmiyorlar. Nasıl istediklerini bilmiyorlar.

Trendus: Beden dilini anlamak için de uzmana ihtiyaç yok mu?
Aşkım Kapışmak: Aslında yok. İnsanlar iyi bir gözlemci olursa bunu başarırlar burada hep bunu anlatmaya çalışıyoruz. Bunlar bilimin yarattığı şeyler değil ki bunlar gözlemlerle ortaya çıkan şeyler. Biz kelimelere baktığımız için gözlemleyemiyoruz. Bana ne söyledi, ne dedi, hep buna takılıyoruz. Anlayamazsın insanları söylediklerinden samimiyetini, sana davranışlarından anlarsın. Gözlerini okuyabiliyor musun? Orda doğallık… Bir bebeği nasıl sevebiliyorsun, konuşmuyor, sana seni seviyorum demiyor. Ama sana bedeniyle samimiyet gösteriyor. İnsanların da bedenlerini okuyabilmek lazım. Onu da biz anlatmaya çalışıyoruz.

Trendus: Telefonla bağlanan konuklardan birkaç kere arayan, ya da sizin önerilerinizi uygulayıp sonuçlarını paylaşmak için arayanlar oluyor mu?
Belit Özükan: Evet, oluyor. Özellikle rica ediyoruz hatta, Aşkım’dan belli bir ödev almışsa; örneğin 3 gün boyunca şunu yap bunu yap şeklinde, sonucu bildirmelerini istiyoruz. İzleyicilerimiz de arıyorlar. Sonucu bildirip yeni bir şey soruyorlar, ben bunu yaptım peki şimdi ne yapmalıyım şeklinde. Takip eden kişilerin olması güzel bir şey tabiki.
Aşkım Kapışmak: Ve çoğu da başarıyor.
Belit Özükan: Bugüne kadar yaptım ama olmadı diyen olmadı. Varsa da arasın ve söylesinler gerçekten. Onu da bilelim yeni bir öneri geliştiririz.
Aşkım Kapışmak: Sabırla uygulayanlar alıyorlar sonuçlarını. Türkiye’de çünkü bir anda bir şey olsun isteği var, bir şey yapayım ve her şey değişsin. Sihirli değnek istiyorlar, yok öyle bir sihirli değnek. Pamuk prenses masalıyla büyütüldüğümüz için onu bekliyoruz.
Belit Özükan: Evet, Türk filmleri gibi biri gelip öpecek ve hayatımız değişecek.
Aşkım Kapışmak: Hayır böyle bir dünya yok. Çatır çatır bedel ödeyeceksin değişmek için.

Trendus: Siz bir davranışın bile alışkanlığa dönüşmesi için 21 gün tekrarlanması gerekir demiştiniz.
Aşkım Kapışmak: Evet: 21 gün aynı hareketi yap, ikinci 21 gün aynı eylemi düşünmeden yapıyorsun, otomatik davranış. Mesela bir insanın 21 gün kendisine çok kötüyüm çok kötüyüm demesi bir süre sonra onda fizyolojik hastalığa dönüşür, beyin algıladığını bedene dönüştürüyor. Beyin bedeni yönetiyor.
Belit Özükan: Hafızamız diye de bir şey var. Mesela spor için 21 gün yaptığın zaman kas hafızası devreye giriyor. Zihin ve beden aslında birlikte hareket ediyor.

Trendus: Hani derler ya bir şeyi kırk kere söylersen olur diye o da bununla alakalı mı?
Aşkım Kapışmak: Tabi, düşünsene ben 40 gün boyunca o beni sevmiyor, o beni sevmiyor dersem, buna inanarak söylemeye başlarım. O insan beni seven davranışlar sergilese bile ben onları göremem artık. Çünkü bambaşka bir gözlükle bakmaya başlıyorsun. Ama secret, kuantum falan da bana saçma geliyor onu da belirteyim, çünkü böyle şeyler insanı tembelliğe itiyor. Otur düşün ve iyi şeyler olsun, böyle bir şey yok, sen çabalayacaksın. Psikolojide durağanlık yoktur. Eylem yapmazsan bir konuda geriye gidersin. Eylemsiz insanlar hayatta problem yasarlar.
Belit Özükan: Ben de bir gözlemimi anlatmak isterim. İnsanların evlilikle ilgili şöyle bir yanılgısı var, insanlar evliliği mutlu bir son gibi görüyor. Bize de öyle anlatılıyor, işte muradına erdi. Evlenince sanki kayıtsız şartsız mutlu olunacakmış gibi. Evlilik denen şey aslında zorlu bir mücadele. Bin tane kılçığı var, bunu kabul etmek lazım. Bir sorunla karşılaşınca bu kez hayal kırıklığı oluyor. Baştan bilirsek problem olacağını bunu çözmeye odaklanırlar.
Aşkım Kapışmak: Ben evlenenlere Allah pişman etmesin derim mesela. Öyle olmalı, çünkü evlilik mutluluk getirmez. Mutlu insanlar evlenirse mutlu olurlar. Önce siz mutlu olucaksınız sonra evliliğiniz mutlu olucak.

Trendus: Bir de evliliği kötü gidenler hemen çocuk yapıp ilişkiyi toplamaya çalışırlar.
Aşkım Kapışmak: Sonra o analar çocuklarına ilerde hep senin yüzünden çektim diyorlar, çocuk tepki gösterince nankör oluyor. Üzerindeki baskıya, yüke bakar mısınız.
Belit Özükan: Çocuk zaten bir ilişkiye mutluluktan önce anne babalık duygusu ve sorumluluk getirircek. 6-7 yaşına kadar evde ilgi isteyen bir birey daha olacak. Aslında sorumluluklşa geliyor, çocuğun getirdiği mutluluk kişisel mutluluk, ilişki mutluluğu değil.
Aşkım Kapışmak: Karı kocalığı çocuk mutlu etmez. Siz mutlu karı kocaysanız, çocuk gelince de mutlu anne baba olacaksınız. Yani siz daha kadın ve erkeklikte mutlu olamıyorsanız anne babalıkta da mutlu olamazsınız.

Trendus: Peki evlilikte çocuk olduktan sonra ilişki boyutu değişiyor mu? Çocuk her şeyin önüne geçmeli mi?
Aşkım Kapışmak: Şimdi zaten aşk sevgiye dönüşmeli, aşk hastalıklı bir şey çünkü. Aşk sağlıklı değil, gerçek olan sevgi. Herkes aşkı yaşamayı bilir, ama sevgiyi bilemez, çünkü sevgi emek ister. Aşk da emek yoktur. Aşkta kendini mutlu etme çabası vardır. Sevgide karşındakini mutlu etme çabası var. O yüzden aşkı sevgiye dönüştüremeyen insanlar mutsuz evlilikler yaparlar. Çocuk demek ilgi gerektiren bir sey demek. Eğer ki kadın ya da koca orda benimle ilgilenmiyorsun diyorsa zaten burada sevgi problemi var demektir. Kadınının bedenine küsüyor erkekler. Adam çocuğu kıskanıyor, burada tutarsız düşünceler var. Önce erkeği ve kadını eğitmek lazım anne baba olmadan.
Belit Özükan: Hatta burada Aşkım hep keşke bu kanunlaşsa ve eğitim zorunlu olsa bu konuda diyor. Psikolojik testler de olmalı ve bunla zorunlu olursa en azından sağlıklı bireyler için daha bir adım atılmış olur.
Aşkım Kapışmak: O zaman bak ne şiddet kalır bu ülkede ne boşanmalar bu kadar fazla olur.

Trendus: Boşanma çok fazla var, değil mi?
Aşkım Kapışmak: 2 sene acı dönemi, boğuşma aşaması, üstün gelme çabası. O çatışmayı yönetebilen, sorun çözme becerisi olanlar kazanırlar. Sorun herkeste aynı, fark sorunları çözenler mutlu olurlar. Mutluluk sorun çözme becerisidir.

Trendus: Bu öğretilebiliyor mu?
Belit Özükan: Aşkımın verdiği çok güzel bir ödev vardı. Bir kadın aradı hiç konuşamıyoruz hemen tartışıyoruz diye. Aşkım da dedi ki siz mesela başka şeyler tartışın, bir film, siyaset , futbol maçı. Çok değil ama 5 dakika. O da insanlara yavaş yavaş uzlaşma yeteneğini kazandırıyor.
Aşkım Kapışmak: Yani yatak odasında anlaşmak için önce mutfakta anlaşmak gerekiyor. Birlikte salata yapabiliyorsanız kızmadan ortaya  çıkartabiliyorsanız bu sizin yatak odanıza da taşınır. Başka alanlarda iletişimi kuvvetlendir, yatak odana da transfer olur. İletişimi bilmiyoruz. Onu anlatmaya çalışıyoruz. Örneğin kadınlar arıyor ve eşlerinin çok fazla cinsel ilişkiye girmek istediğini söylüyorlar. Çok fazla ilişki isteyen erkek aslında iletişim kurmakta zorlanan erkektir. O yüzden sevişme süresi uzadıkça sohbetler de uzar. En kaliteli sevişenler en iyi sohbet edenlerdir. Mesela 15 gün ödev veriyorum, haftada 3 akşam birlikte film izleyeceksiniz ama en fazla sarılabilirsiniz, ilişki yok. Adam deliriyor tabi. Orda dürtüyü tutup sarılmayı, hissetmeyi öğretiyoruz. Bir anda ilişkiye girenler bir anda birbirlerini fark etmeyenlerdir. Kadın süsleniyor, istiyor ki baksın görsün. Adam bakmadan yatağa girmek istiyor.

Trendus: İnsanlar rahatça anlatıyor mu programa bağlanıp bütün bunları?
Aşkım Kapışmak: Tabi daha neler anlatıyorlar. Diyorlar ki sanki evimizdesin de sohbet ediyoruz gibi geliyor. O yüzden rahat konuşuyorlar.
Belit Özükan: Biz de zaten akşamüstü saatleri çay saatleri olduğu için diyoruz ki haydi şimdi siz de çaylarını koyun ve muhabbet edelim. İnsanlar da hep aynı şeyi söylüyor, akşamüstü evimize geliyorsunuz ve hep birlikte sohbet ediyoruz.

Trendus: Program sadece kadın erkek ilişkisi üzerine değil ama değil mi?
Aşkım Kapışmak: Yok, gençler de çok yazıyorlar. Sınav stresi, annesinin karışması gibi konular da çok fazla var. Mesela küçük bir izleyicimiz vardı yazmıştı, Van ile ilgili bir süreç vardı onun için yazmıştı Belit ağladı mesela o gün. Oyuncağını göndermek istiyordu. İzmir’de bir baba oğul var, 16 yaşındaki erkek çocuk okuldan gelip bütün aileyi oturtup programı izlettiriyormuş.
Belit Özükan: Ve baya defteri kalemi, not alarak izliyormuş. Bu da çok önemli. Bir çok izleyicimiz not alarak izliyor, hatta ben de artık diyorum haydi Buyrun Paylaşalım defterleri açılsın diye. Ben de not alıyorum bazen programda hatta.

Trendus: Yine kadın erkek ilişkilerine dönersek; sanki kadın ve erkek rolünü toplum bize kodluyor. Rolünüz belli daha küçücükken. İnsanların üzerinde bu baskı oluşturuyor mu?
Aşkım Kapışmak: Tabi en azından sen doğmadan bir şeyler seçiliyor. Senin adına her şey belirleniyor. Aslında mağara döneminden gelen bir şey var kadının ve erkeğin önüne iki tahta parçası koyduğunda kadın bebek yaparken erkek ok yapıyor, iç güdüsel bir şey. Sorun ebeveyn’in kıza ve erkeğe fazladan kod yüklemesi. Ağlama, erkek ağlamaz gibi. Kız çocuğu ortaokuldan itibaren evlilik yaşında görülürken, erkek çocuğu ortalara paşa oğlum diye salınıyor.
Belit Özükan: Bebekle, arabayla oynamak çocukların zaten içinden gelen bir şey. Şekilsel şeylerden ziyade çocukların beynine yüklenen roller ya da beklentiler galiba üzerlerinde baskı oluşturuyor.
Aşkım Kapışmak: Çocuklarına onların sahibiymişler gibi bakıyorlar. Emanet gibi bakamıyorlar. Kendi kafasındaki kadın erkek modeli neyse ona göre yetiştiriyorlar. En büyük hataları da kendi geçmişlerini çocuklarına yüklemek. Kendi geçmişinde yaptığı hata neyse onu yapmasın diye çocuğu boğuyorlar. Çocuk bir düzeltme tahtası değil. Sen kendi haltını yedin o bitti, şimdi başka biri var. Bunu başarmakta zorluk çekiyorlar.

Trendus: İnsanlar sorunlarını sizin dediğiniz gibi konuşarak çözmeye çalışıyor ancak karşısındakinden sonuç alamıyorsa ne yapacak?
Belit Özükan: Bize gelecekler (yine gülüyoruz).
Aşkım Kapışmak: Hayatından çıkarmak da bir yöntem, çünkü herkesi çözemeyiz. Bazı insanlar tahta gibi. E buna ağlayıp üzülerek mi geçireceğiz hayatımızı, hayır bu insanda işe yaramayanları başka bir yerde beceriye dönüştüreceğiz. Burada bir enerji var üretiyoruz sürekli, bunu alalım başka bir yeteneğe yönlendirelim, yoksa bağımlı olursun.
Belit Özükan: Bir süre sonra saplantı haline geliyor insanlarda. Karşısındakine çok fazla bağımlı olduğu için onun yapıp yapmadıklarını düşünmekten kendini unutuyor. Kendi yok oluyor. Siz kendinizi unutursanız başkasının sizi unutması çok doğal. Evliliklerde de bu böyle. Siz önce kadın ya da erkek olarak kendini unutma ki eşin de seni unutmasın, ilgi göster. Siz kendinizle ilgili heyecan duymazsanız başkaları da sizinle ilgili heyecan duymazlar.
Aşkım Kapışmak: Erkekler kendilerini tam olarak gören kadınlarla evlenmek isterler.

Trendus: Son olarak bu program boyunca en ilginç telefon bağlantınız neydi?
Belit Özükan : Ayşe teyze. Her seferinde gülerek izlediğimiz bir telefon konuşmasıydı. Videoları sosyal paylaşım sitelerine bile düştü. Göz atabilirsiniz.
Aşkım Kapışmak: Göğüs kanseri olmuş kadın dertten ama o önemli değil diyor. Eşi aldatmış o onun derdine düşmüş. En son cümlesi de “ O değil de ben bu bıdı bıdılardan nasıl kurtulacağım?” oldu ikimizde koptuk orda zaten.
Belit Özükan: Canlı yayının işte böyle bir zorluğu var. Sizinle ilgili şeyler de canlı yayına gelebiliyor. Burada gerilimli şeyler de konuşuluyor. İşimin en zor yanını sormuştu arkadaşım, ben de çok zor durumlarda olan insanlar arıyor dedim. O da bana yani hepsiyle ilgileniyormuş gibi yapmak zorundasın dedi. Hayır, olay bu değil tam tersi hepsini içten bir şekilde sahiplenip üzülmem zorluyor bazen beni. Ama sevilme sebebi de bu bence. Samimiyet var programımızda.
Aşkım Kapışmak: Bir de skeçler yapıyoruz. Belit tiyatrocu olduğu için de burada da çok başarılı, çalışmadan doğaçlama yapıyoruz. Çok eğlenceli dakikalar geçiriyoruz. İyi bir oyuncu ile bunu yapmak çok önemli, ben de oyunculuk eğitimi aldım ama burada gelişiyorum.
Belit Özükan: Doğaçlama top paslaşmak gibidir. Biz o topu sürekli atıp tutabiliyoruz. Bu çok önemli…

Belit Hanım ve Aşkım Bey’e bu keyifli sohbetten dolayı çok teşekkür ediyoruz. Söyleşimizi okuduysanız şimdi Buyrun Paylaşalım defterlerinizi kapıp televizyonun başına geçin ve keyifli dakikaların tadını çıkarın.
 

INSTAGRAM

SOSYAL MEDYADA BİZ

58,698BeğenenlerBeğen
50,163TakipçilerTakip Et
879TakipçilerTakip Et
6,728TakipçilerTakip Et
1,569AboneAbone Ol

TAROT FALI