Sağlıklı beslenmenin formülünün sıfır yağ, sıfır şeker ve yulaf kepeği olduğunu söyleyen Yaşam ve Beslenme Uzmanı Dr. Pierre Dukan ile sağlıklı beslenme üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Özellikle `Bay Sebze` olarak anılmak istediğinin altını çizen Dr. Dukan pozitif enerjisi ile bize daha sağlıklı bir hayat için ilham veriyor.
Tüm dünyada çok popüler olan Dukan Diyeti’ni Türkiye’de de pek çok insan severek uyguluyor. Hala bilmeyenler için diyetinizden bahseder misiniz?
Dukan Diyeti aslında beslenme kurallarına göre yiyecekleri ayrıştıran bir rejim. En basit şekilde özetlersek, 4 evreden oluşuyor; ilk 2 evre zayıflamak, diğer iki evre ise geri almamak için.
İlk evre Atak Evresi. Bu evrenin özelliği kısa zamanda çok kilo vermenizi sağlayarak etkili bir sonuç almak. Yaklaşık olarak 3-6 gün sürüyor. Kişiye moral vermesi amacıyla başlangıçta hızlı bir şekilde kilo kaybettirir. Protein açısından çok zengin 72 besinden oluşur. Bu evre boyunca protein yüklü besinler tüketiyorsunuz. Etler, tüm deniz mahsulleri, beyaz et, yumurta, jambon, pastırma gibi. Önemli olan tüm bu besinleri çok az yağ kullanarak pişirmek. Ayrıca süt, kefir ve bitkisel proteinler tüketerek günde iki litre su içmek gerekiyor. Atak evresinde protein içeren 72 tane besin var ve bu besinleri kişisel olarak düzenlemek mümkün. Yani et yemiyorsanız balıkla, balık istemiyorsanız tavukla düzenleyebilirsiniz. Bu evre prensipte 4 günde iki kilo vermenizi sağlıyor.
İlk evrenin ardından Seyir Evresi`ne geçiliyor. Seyir evresinde Atak evresindeki tüm 72 proteinin yanı sıra sebzeler ekleniyor. Dukan diyetinin aşırı proteinli olduğu düşünülüyor aslında bu doğru değil benim için sebzeler proteinlerden çok daha önemli. Seyir evresinde kilo verme haftada 1 olarak devam ediyor. Örneğin 10 kilo vermeniz gerekiyor; ilk dört gün 2 tanesini veriyorsunuz, geri kalan sekiz haftada da, yedi günde sekiz kilo veriyorsunuz. Toplamda iki ayda 10 kilo vermiş oluyorsunuz.
Bu noktada ideal kilonuzun ne olduğunu bilmek çok önemli. İdeal kilonuzu web sitemde ücretsiz olarak hesaplayabilirsiniz. Yarattığım algoritma sayesinde ulaşabileceğiniz ve koruyabileceğiniz ideal kilonuzu öğrenebilirsiniz.
İdeal kilonuza ulaştıktan sonra üçüncü Güçlendirme Evresi`ne geçiyorsunuz. Baştaki tüm proteinler ve sebzelerin hepsine ek olarak listenize üzüm ve muz dışında iki meyve ekliyorsunuz. Ayrıca iki dilim tam buğday ekmeği ve 40 gr. istediğiniz tür peynir dahil oluyor. Tüm bunlara ek olarak haftada iki kere birer öğünde 150-200 gr. arası makarna, pilav, patates tüketebiliyorsunuz. Verdiğiniz her kilo için bu evre 10 gün sürüyor. 100 kilo verdiyseniz 100 gün 50 kilo verdiyseniz 50 gün devam etmeniz gerekiyor. Bu evreyi tamamladıktan sonra dördüncü evre olan Koruma Evresi`ne geçiyoruz. Bu evrede 3 önemli kurala uyarak herkes gibi beslenmeye başlıyoruz. Mesela her Perşembe protein günü, 20 dakika yürüyüş yaparak asansör yerine merdivenleri kullanıyoruz. Ve her gün 3 yemek kaşığı yulaf kepeği tüketiyoruz. Böylece dört evre tamamlanıyor.
Dukan diyetini isteyen herkes uygulayabilir mi?
Hamile, emziren kadınlar ve 17 yaşının altındaki çocuklar hariç herkes uygulayabilir.
Gelecekle ilgili projeleriniz neler?
Aslında beslenmenin anne karnında başlamasını konu alan bir projem var. 1970’li yıllarda bebeklerin ortalama kilosu 3 kiloyken şimdi 3,50 kilo. Çocuğun gelişimi anne karnında başladığı için annenin nasıl beslendiği çok önemli. Anne adaylarına önemli bir rol düşüyor. İri doğan çocuk 30 yaşına geldiğinde diyabet hastası oluyor. Günümüzde birçok hamile kadın diyabet tedavisi görüyor. Bebeğin pankreasının oluştuğu son 6 ayı kapsayan bu önemli projeyi Uluslararası Sağlık Örgütüyle birlikte hazırlıyoruz.
Tamamen Türkçe olan online destek programına dahil olduğunuzda sizi adım adım takip ediyoruz. Sistem gün içinde nasıl hareket etmeniz gerektiğine dair yol gösteriyor sizde her akşam yaptıklarınızla ve eksiklerinizle ilgili rapor sunuyorsunuz. Mesela atak evresinde her gün 20 dakika yürümek zorunda olduğunuzu hatırlatıyoruz. Yaşınıza ve kilonuza özel programınızı takip ederek online koçluk hizmeti sunuyoruz.
Uzun süre tok tutan atıştırmalıklarınız raflardaki yerini aldı. Ürünlerin ve markanın yaratım sürecinden bahseder misiniz?
Tüm bu ürünlerin başlangıç noktası yulaf kepeği. Hikayesiyse şöyle; New York’ta gittiğim bir kardiyoloji panelinde biri kolesterol için iyi olduğunu söyleyerek elime bir paket yulaf kepeğini tutuşturdu. Dolaba kaldırdığım o paketi evde bir şey bulamadığım bir gün kullandım. Kızım için hazırladığım yulaf kepeği, yoğurt ve yumurta karışımını tavaya koyup krep gibi pişirdim. Kızım daha sonra `bugün hiç acıkmadım bana ne pişirdin?` diye aradı. Bende bu olaydan sonra yulaf kepeğinin tokluk hissi verdiğini anladım ve hastalarıma denemelerini söyledim. 8 gün içinde yulaf kepeğinin etkisi herkese yayılmaya başladı. Büyük bir süpermarket, bize hazır pankekler yapabilir misiniz diye aradı. Bunun ardından yulaf kepeği ile bisküviler, barlar ve tuzlu atıştırmalıklar yapmaya karar verdik. Yulaf kepeği midede şişkinlik yaparak iştahı kesiyor, mideden bağırsaklara geçtiğinde de oradaki kalorileri atıyor.
Peki Türk yemekleri ve beslenme alışkanlıklarıyla ilgili gözlemleriniz neler?
Sebzenin ve etin bol olduğu Türk mutfağını çok seviyorum ama biraz yağlı buluyorum. Bunun sebebinin alışkanlık olduğunu düşünüyorum. Tadına bakmadan tuz ve yağı ekliyorsunuz. Halbuki yağı azaltarak aynı lezzeti elde edebilirsiniz. Bunun yanında tüm toplumların en büyük sıkıntısı yemek konusunda geleneklerini korudukları gibi faklı ülkelerinde geleneklerini de `Fastfood` gibi tüketmeleri.
Son olarak sağlıklı yaşam için en önemli tüyolarınızı öğrenebilir miyiz?
Aslında besinlerde bugün yönlerimizi kaybettik. Çok seçenek var ve maalesef ne yiyeceğimizi şaşırıyoruz. Benim için en önemlisi eski çağlardaki insanlar gibi beslenmek. Şekeri mümkün olduğu kadar azaltmak, hareket etmek ve aşkı bulmak. Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre sevdiğiniz biriyle daha az yiyiyorsunuz. Yalnız olduğunuzda ise durum tersine dönüyor.
GÜNLÜK TAROT FALINIZ
