Ana SayfaYazarlarSanat ve Lezzet Peşinde: Rotamız Gaziantep

Sanat ve Lezzet Peşinde: Rotamız Gaziantep

Gezmeyi, dolaşmayı, açık havada olmayı gerçekten severim; özellikle de yeni deneyimler elde etmeyi. Doğum günümü bahane ederek kendime iki güzel hediye aldım Gaziantep biletlerim. Bu yazımda sizlere Gaziantep yolculuğumdan bahsedeceğim. Çünkü ben çok beğendim ve orada keşfedilmeyi bekleyen güzelliklerden sizlerin de keyif alabileceğinize inanıyorum.
 
Sanat ve lezzet peşinde, Gaziantep’i keşfetmek için düştüm yollara. Altı saatlik bir zaman dilimi için kendime dört nokta seçtim. Yaklaşık 15 kilometre yürüyecek, fotoğraf çekecek ve en önemlisi Gaziantep’in tadına bakacaktım.
Dikkatimi ilk çeken nokta, uçaktaki tüm koltukların dolu olmasaydı tarım fuarına denk gelmiştim. Tarım endüstrisi ile borsadaki ufak bir yatırımım nedeniyle azda olsa bir aşinalığım olduğu için, yolculuk boyu keyifli sohbetlere katılmak ve harika insanlarla tanışma fırsatım oldu. Gaziantep havaalanına bayıldım. Çünkü 5 dakika içeresinde girmemle çıkmam bir oldu; bir insan, bir hava alanından başka ne bekleyebilir ki?
Altı saatlik serüvenime doğru hızla yola koyuldum Gaziantep’e varınca dikkatimi çeken ilk nokta trafiğin son derece tenha olmasıydı. İstanbul ve Mumbai’de yaşamış biri olarak durup düşündüm, trafikte geçen zaman…


 
İlk durağım Bakırcılar Çarşısı’ydı. Zanaatkarların hala sokakta çalıştığı, geleneksel motiflerin el emeğiyle ürünleştirildiği bir festival adeta! Kesinlikle görmeye değer. Özellikle el yapımı satranç tahtaları dikkatimi çekti, satrancın hastasıyım.
Bakırcılar Çarşısı’nın keyfini çıkartıp, istediğim kalibrede birkaç fotoğraf çektikten sonra yeni yaşımın ilk yemeği için hakkında birçok olumlu yorum aldığım İmam Çağdaş’a yöneldim. Lakin bu kadar lezzetli yemek yaptıklarını hiç düşünmemiştim, fiyatları ise İstanbul’da ki rakiplerinin üçte biri ya da dörtte biri civarında. Başka isteğiniz?
Daha da mutlu bir hal içerisinde, bir sonraki durağım olan Zeugma Mozaik Müzesi’ne doğru ilerledim. (Eğer uzun mesafeleri yürümeye alışkın değilseniz, bu rotayı yürümeden önce bir kez daha düşünmenizi öneririm.) Zeugma Mozaik Müzesi’nde harikulade eserler yer almakta. Amatör bir kitesurfçü olarak, benim favorim tabi ki de Poseidon oldu. Zeugma Mozaik Müzesi’nde azıcık da olsa burukluk hissettim, çünkü sahip olduğumuz güzelliklerin daha fazla farkına varmalıyız, daha fazla sahip çıkmalıyız. Umarım hepiniz bir gün bu müzeyi, Gaziantep’i ve birçok diğer güzelliklerimizi keşfetmeye vakit ayırabilirsiniz.
Konuyu dağıtmadan, sizin de kolunuzdan tutup son durağımıza doğru ilerliyorum, Koçak. Gaziantep’e gelmeden önce, ödevimi yapmıştım. Konu fıstık gibi fıstık olunca, birçok kaynak doğru adres olarak Koçak’ı gösteriyordu. Ben de denedim, tek kelimeyle müthiş!
 
Artık saatim İstanbul’u göstermeye başlamıştı. Tekrar düştüm yollara; altı saati, dört noktamı ve 15 kilometremi geride bırakmış; yorgun, mutlu ve tatmin olmuş bir şekilde İstanbul’a döndüm.
Gaziantep maceram böylece tamamlanmış oldu, umarım okuduğunuzu beğenmişsinizdir. Lakin ben gördüklerimi ve yediklerimi çok beğendim. Gaziantep kaçamağını sanat ve lezzet peşindeki herkese şiddetle öneririm. Bir günlük kaçamaklarım için daha önce Edirne, Lugano, Bellagio ve Agra’ya gitme şansım olmuştu. Belki ilerleyen zamanda onları da paylaşırım.
 
Okuduğunuz için çok teşekkür ederim. İletişime geçmek, ya da daha fazla fotoğraf görmek isterseniz @instagram: batusjournal.
 

INSTAGRAM

SOSYAL MEDYADA BİZ

58,698BeğenenlerBeğen
50,163TakipçilerTakip Et
879TakipçilerTakip Et
6,728TakipçilerTakip Et
1,569AboneAbone Ol

TAROT FALI