Kariyer Planı ve Plansız Başarılar

Kariyer planı yapmak ve planlanan çizgide kararlılıkla yürümek, kuşkusuz başarıya açılan kapının altın anahtarlarından biri. 

Peki ya plansız başarı öyküleri? Hani bazen okuruz ya da duyarız ya röportajlardan … “Nasıl olduğunu anlamadım, bir baktım zengin olmuşum”, “Çocukken simit satardım, sonra biriyle tanıştım, hayatım değişti”, “Bir gün, ağaçlıklı bir yolda yürürken, aniden yanlış işte çalıştığımı fark ettim ve o yol, bugünkü başarıma giden yoldu”…

Kariyer planı yapmak mı, yoksa akışına bırakmak mı, daha kesin sonuç verir? Hangisi doğru? Ya da ikisi birbirinden gerçekten farklı mı?

Proje Yönetimi için kullanılan sevdiğim bir söz vardır: Başarılı bir proje yöneticisi, proje planının hayati önemini bilir… Ama her an değişebileceğini de bilir! Çünkü önemli olan ana hedeftir. Ana hedefe ulaşmak için kullanılan stratejiler, planlar değişebilir.

Kariyer planı; kişinin yetkinliklerine, içinde bulunduğu koşulların fırsat ve tehditlerine uygun, doğru bir hedef belirlemesi ve bu hedefe ulaşmak için yaptığı planlamadır.

Paralel hedeflerin ve risklerin gözden kaçırıldığı, kaynak planlamasının doğru yapılmadığı, kilometre taşlarının belirlenmediği bir plan ne kadar başarısızlık getirirse, değişim gereksinimlerine kapalı bir plan da aynı ölçüde başarısızlık getirir. Çünkü asıl amaç, proje planına sadık kalmak değil, hedefe ulaşmaktır.

Hedefe duyulan tutku, şevkle çalışmayı, her planı cesaretle değiştirmeyi, hedeften saptıran yanlışların sorumluluğunu üstlenmeyi ve ne olursa olsun hedefe kitlenmeyi getirir.

Plansız başarı öykülerindeki sihir buradan gelir. Plan yapmadıklarını, başarının tesadüfi olduğunu sananlar, aslında hedefleri için her yolu deneyenlerdir.