Ince askılı, yerlere kadar uzanan, penye siyah elbisesiyle bile, neredeyse iki beden inceldiği hemen dikkat çekiyor Hadise’nin. Bu ara onu her gören, “Aman Tanrım, sana ne oldu böyle?” diye soruyor. “Acayip incelmişsin.” Bu tepki her kadın gibi elbette onun da hoşuna gidiyor. Hemen yanaklarında tatlı bir gülümseme beliriyor. “Ne yaptın peki?” diye sorunca ise hayat tarzını değiştirdiğinden söz ediyor: “Çok düzenli bir şekilde yiyorum, düzenli spor yapıyorum, vakitlice yatıp vakitlice kalkıyorum, kendime vakit ayırıyorum…”
Albümü, Aşk Kaç Beden Giyer? çıkalı daha bir buçuk yıl kadar olmuşken, kısa bir süre önce Biz Burdayız isimli single’ını hazırlayarak yaz aylarında, hayranlarının dillerine yeni bir marş dolayan güzel şarkıcı, bu şarkının sevilmesinin keyfini çıkartıyor. Onun için önemli olan başarısının sürekliliği çünkü. Son klipleri Mesajımı Almıştır O’nun youtube’da 10 milyon 500 bin, Biz Buradayız’ın ize 3 milyon 500 bin kere izlenmiş olması amacına uzak durmadığını gösteriyor zaten.
Her ne kadar Hadise’nin Türkiye’deki popülaritesinin Eurovision Şarkı Yarışması’na katıldığı 2009 yılında tavan yaptığını düşünsek bile, 2011’deki albümü ve 2012’de jüri üyesi olarak yer aldığı O Ses Türkiye’den sonra tüm başarı grafiklerini alt üst ettiği de bir gerçek. “Son iki yıldır daha çok saygı duyulduğumu hissediyorum. İnsanlar beni artık çok daha iyi tanıyor, kendilerine çok daha yakın hissediyor,” derken halkın nabzını da yakından takip ettiğini gösteriyor. Sahnede saçlarını savura savura şarkı söyleyip topuklu ayakkabılarıyla güçlü adımlarla dans eden Hadise, gökte bir yıldız iken özellikle yarışma jüri üyeliği sırasında samimi yanını da gösterme fırsatı buldu. Bu durumu, “Benim gerçek hayatımda nasıl olduğumu gördü izleyici. Gülmeyi, insanları mutlu etmeyi, konuşmayı çok sevdiğimi fark ettiler. Bence beni çok daha fazla sevdiler,” sözleriyle anlatırken bu yarışmanın bu kış devam edeceğinin sinyallerini veriyor. Bu arada konserleri tüm Türkiye’de devam ediyor Hadise’nin; kah İstanbul’da kah Ege’nin küçük bir kasabasında konser verdiğinin haberlerini duyuyoruz. “Beni izlemek herkesin hakkı. O yüzden mümkün olduğu kadar çok konser vermeye çalışıyorum,” diyor güzel şarkıcı. “Türkiye’de belediyelerin yaptığı festivaller sayesinde insanlar televizyonda gördükleri sanatçıları izleme fırsatı yakalıyorlar. Herkes sanat izlemeyi ve eğlenmeyi hak ediyor,” diye devam ediyor.
Binlerce insana konser verip dakikalarca ayakta alkışlanan bir sanatçıyı başka ne tatmin eder ki hayatta? “Sahnede her şeyi unutabiliyorum. Sahne benim ilacım. Beni en çok mutlu eden yer orası. Bunu anlatmak çok zor,” derken oradan aldığı ilhamla yeni şarkılar yazmaya devam ettiğini de söylüyor. “Hep kendimle bir savaş halindeyim. Hep daha iyi olmak istiyorum. Bu beni yoruyor,” diyor. Bu arada dans antremanlarını ihmal etmiyor. Hatta aklında tango derslerine başlamak var. “Belli mi olur belki sahnede de kullanırım,” derken kim bilir kafasından hangi planlar geçiyor. Zaten hayatı hep prova yapmakla geçen Hadise için başarının sırrı bunda gizli.
Tüm bu yoğunluktan sonra Ramazan ayı boyunca tatil yapacak güzel sanatçı. Bu kez Belçika yollarına da düşmeyecek çünkü yaklaşık bir yıldır boş zamanlarında İstanbul’da yerleştiği evinde vakit geçiriyor. Özellikle evde tek başına kalmak onun için büyük bir zevk. “Tek başına kalıp düşünmek iyi geliyor. Ama ailemle geçirdiğim vakitler de benim için çok kıymetli, o ayrı. Ama insan büyüdükçe evinden, ailesinden, annesinden kopup yoluna tek başına devam ediyor ya benimki de o hesap. Bu ailenizle aranızdaki bağı değiştirmiyor ama insan kendi evinde istediğini rahat rahat yapmak istiyor.”
Evde vakit geçirmeyi sevdiği, aldığı evin dekorasyonuyla kendisinin ilgilenmesinden belli. Ama bu konuda, “Evim illa de şu tarz olmalı,” gibi kesin cümleler kurmaktan hoşlanmıyor. Onun için en önemlisi evin ev gibi olması. “Mesela rahat bir kanepeye sahip olmak önem listesinin ilk sırasında Ben çok tasarım bir koltuğa sahip olmak istemem. Evin her öğesi çok rahat ve ortamı sıcak olmalı.” Bu sıcaklığın yanına sadeliği de eklemek tam Hadise’ye göre. Özellikle zen renklerini tercih ediyor. “Taş, krem ve doğa tonları…” derken evde en büyük tutkularından birinin mumlarla ışık yaratmak olduğunu özellikle belirtiyor. Bu yeni eve büyük bir giyinme odası, kullanışlı bir ayakkabı dolabı da eklemeyi ihmal etmemiş Hadise. “Her kadın gibi ben de alışveriş yapmayı seviyorum. Ama sevdiğim diğer bir yanım iki ayda bir gardırobumda sadeleşmeye gidiyor olmam. Hangisini giyip hangisini giymediğimi gözden geçirip giymediklerimi ihtiyacı olanlara veriyorum. Bu görevi yardımcıma vermeyip kendim yapıyorum.”
Arkadaşlarıyla evde takılmayı, mumlar yakıp balkonda oturmayı, bir şeyler içmeyi, sohbet etmeyi seviyor… Ama dışarıda olmak da istiyor. “Sadece gece hayatım yüzde 0.5,” diyor gülerek. Onun gece çıkmaları, güzel bir yemek yemek için, iyi bir restorana gitmek şeklinde oluyor. “İstanbul’daki manzara dünyanın hiçbir yerinde yok. Özellikle yaz aylarında dışarda olmalı insan. Bu havada ben de kendimi içeri kapatamam. Vaktim olunca dışarıda, özellikle Boğaz’da yemek yemeyi seviyorum. O Boğaz yok mu, izledikçe insanın derdi kalmaz.”
Hadise`nin başarısının sırrını anlattığı röportajın devamı için InStyle Ağustos sayısı raflarda sizi bekliyor.
GÜNLÜK TAROT FALINIZ
