InStyle`ın Nisan ayı sayısında Hande Ataizi var.
Gri skinny jean’i, deri ceketi ve mor bootie’leriyle Nişantaşı’ndaki Delicatassen’den içeri girdiğinde ister istemez gözler Hande Ataizi’nin üzerine çevriliyor. Sabahın o saatinde her ne kadar o kendini çok bakımsız bulsa da, doğal ama muhteşem görünüyor… Ve Ataizi için, “O saatte hayatta kalkıp gelemez,” diyen kıskanç hemcinslerini utandırıyor. Aslını isterseniz Hande Ataizi hakkında pek çok şeyi yanlış, ya da eksik biliyoruz. O sadece magazin basınında yer alan bir figür olmanın çok ötesinde biri… Kabul, pek çok kişiye “farklı” gelebilir ama onu tanıdıkça anlamak, hak vermek ve daha çok sevmek mümkün.
Konservatuar döneminde Kenter Tiyatrosu’nda sahneye çıkan; neredeyse 15 yıl önce, daha kariyerinin başındayken Mum Kokulu Kadınlar filmiyle Altın Portakal kazanan bu güzel oyuncu o zamandan sonra televizyona ağırlık verdi. Taa ki geçen aylarda Tiyatro İstanbul’da Noel Covard’ın Özel Hayatlar isimli oyununda ile sahneye çıkana kadar… (Yıllar önce Elizabeth Taylor’un, geçen yıl da Londra’da Sex and the City’nin Samantha’sı Kim Catral’ın canlandırdığı role hayat veriyor.) “İnsan yaş aldıkça özüne dönüyor,” diye tarif ediyor bu durumu Ataizi. “Benim oyunculuğa ilk adımım tiyatroyla oldu. Şu an konservatuar yıllarıma geri döndüm. Tiyatroda başka bir gizem var, seyirciyle sizin aranıza başka hiç kimse giremiyor bir kere. Bir de müthiş konsantrasyon istiyor. Hiç bir şeyin tekrarı yok, her an hata yapılabilir duygusunun adrenalinini hiçbir şey karşılayamaz. Perdede bir hikayenin içinde farklı bir karakteri canlandırmak ne kadar keyifliyse televizyon da bir o kadar zevkli. Hata yapma hakkını rahatlıkla kullanabiliyorsun. Her şeyden önce insanın oyunculuğunu geniş kitlelere ulaştırması harika bir şey. Ama tekdüzelik herzaman yaratıcılığı sınırlar. Hayat renkli olmalı. Biraz televizyon, biraz sinema, biraz tiyatro….” diyor.
Yıllar içinde tiyatro için pek çok teklif gelmiş elbette ama dizilerle tiyatro disiplinini bir arada götürmek çok zor olduğu için buna cesaret edememiş Ataizi. Şimdi ise, “Tekrar tiyatro disiplinine uyum sağlamak benim kendi hayat disiplinimi de kurmam için önemli. Hem televizyonda canlı yayınım, hem de perşembe-pazar oyunum var. Ben böyle mutlu oluyorum. Bir şeyleri dengelediğimi düşünüyorum hayatımda,” diyor. Elbette rolüne de Hande’ce bir doğallık katmak şartıyla… “Siz renkli bir kişilikseniz ister istemez işlediginiz karakter de farklı oluyor. Ben de oyundaki Amanda karakterinde, kadınların değişik ruh hallerini çıkarmaya çalıştım,” diye anlatıyor rolüne hazırlık sürecini. Bu arada Tuvana Büyükçınar’ın tasarımı kostümleriyle de sahnede göz kamaştırıyor.
Daha Fazlası İçin InStyle almayı unutmayın!
GÜNLÜK TAROT FALINIZ
