Ana SayfaGüzellikCildinizi kışa hazırlayın

Cildinizi kışa hazırlayın

Yaz aylarını geride bıraktığımız, sonbahar aylarında olduğumuz ve kış soğuklarının da yaklaştığı bugünlerde cildimizin bu hava değişimlerinden etkilenmemesi imkansız. Cildimizin yazın negatif etkilerinden kurtulması için yapmamız gerekenleri ve soğuk havalara hazırlanmak için almamız gereken önlemleri Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Dermatoloji Uzmanı Dr. Deniz Koral’la konuştuk. 
Yaz aylarının cildimiz üzerinde negatif etkileri söz konusu oluyor değil mi, bunları açıklar mısınız? 
Yaz mevsimi ile birlikte cildimiz dış etkenlerin yıpratıcı etkilerine maruz kalıyor; özellikle ultraviyole ışının etkisi ile cildimizin üst tabakasında yanıklar oluşabiliyor, alt tabakalarında ise bağışıklık sisteminin zayıflamasına bağlı enfeksiyonlara duyarlılık (bunlara en güzel örnek uçuk olur) görülüyor. En sık karşılaşılan sorun ise güneşin zararlı etkilerinden korunmadığı için nemini kaybetmiş ve lekeleri artmış bir cilt oluyor. Uzun vadeli negatif etki olarak da UV ışınlarının cilt altındaki kollajeni tüketmesine bağlı oluşan kırışıklık ve sarkmalardan bahsetmek gerekiyor.
Yaz aylarında deniz suyu ve havuzun da cildimiz üzerinde yıpratıcı etkileri söz konusu oluyor. Uzun süre su içinde kalmak cildin savunma mekanizmalarına zarar vererek özellikle mantar, bakteriyel ve viral cilt hastalıklarının görülmesini sıklaştırıyor. Özellikle havuz sularında hijyen sağlamak adına çok fazla ilaç kullanılması da cildin kurumasına neden oluyor.
Yazın güneşten ve denizden yıpranan cildimizde ortaya çıkan koyu kahverengi güneş lekeleri için ne gibi çözümler düşünülebiliriz?
Cildimizin güneşe bağlı olarak kalınlaşması ve bronzlaşması nedeniyle uygulanacak leke tedavilerine peelingle başlamak daha doğru olur. Böylece cildimizi üzerindeki ölü tabakadan arındırarak, lekeyi oluşturan hücrelere daha kolay ulaşırız. Peelingden sonra leke açıcı olarak içinde arbutin, kojik asit, azelaik asit gibi dermokozmetikler kullanarak işlem devam ettirebilir. Leke tedavilerinde en önemli noktanın 365 gün güneş koruyucu ürünler kullanmak olduğunu kesinlikle unutmamak gerekiyor. Peeling ve leke açıcı tedavilerden sonuç alınamadığı durumlarda lazerlerden de yararlanılabilir. Q anahtarlı Alexandrite ve NdYAG lazerler bu konuda en çok tercih edilenler.
Soğuğun cildimizin üzerindeki negatif etkisinden korunmak için ne gibi önlemler alabiliriz?
Sıcak ve soğuk hava cildimiz için en yıpratıcı fiziksel etkenlerdir. Soğuk havanın nem oranı düşük olduğundan cilt kendi içerisindeki nemi dışarıya verir, ayrıca soğuk etkisi ile kan damarları da daraldığından gereken nem cilde sağlanamaz; böylece cilt dokusu incelir, kurur, gerginleşir. Cilt derisinde çatlaklar meydana gelebilir. İşte bu durumda savunma mekanizmaları zarar görmüş ciltte her türlü hastalık oluşabilir. Bu durumu önlemenin en kolay yolu cildi nemli tutmak, yüzümüzü soğuk rüzgarlar ve UV’den korumayı ihmal etmemek gerekiyor. 
Mezolifting için sonbahar uygun bir mevsim mi? Nedenleri ile açıklayabilir misiniz?
Mezolift (yüz mezoterapisi, mezolifting); cildi yenileyen, cilt kırışıklığı ve cilt sarkmalarına karşı etkili olan doğal bir yöntemdir. Yüz ve boyun cildinde yaşa, güneş ışınlarına, sigara dumanına ve cildi yaşlandıran pek çok nedene bağlı olarak elastikiyet kaybı meydana gelir. Ayrıca ciltte kırışıklıklar ve matlaşma ortaya çıkar. Cildi yenileyen antioksidanlar, vitaminler, mineraller ve amino asitler cilt altına enjekte edilir. Bu faydalı maddelerin direkt cilde verilmesi ve cildin uyarılması; cildin kollajen ve elastin üretimini arttırır, ciltte nemlenme artar ve cilt yenilenir. Mezolift bu anlamda yazın güneşten olumsuz etkilenen cilde hızla nem kazandıran, canlandıran etkileri ile etkili bir tedavi yöntemi olarak sonbaharda tercih edilebilir.
Kışa hazırlık kapsamında ne tür cilt maskelerini önerirsiniz?
Özellikle cildin kaybettiği nemini yerine koyacak, gerginliği azaltacak ve yapılandırıcı etkisi olan maskeleri tercih etmeliyiz. Bu tür maskelerden önce cildimizi alfa veya beta hidroksi asit içeren temizleyiciler ile temizlemeli, yenilenmeyi ve nemi artıran glikolik asitli, A-E vitaminli, keramidli içeriklerle nemlendirmeli, bu sırada da güneşten korumayı ihmal etmemeliyiz. 
Yazdan çıkarken ve sonbahara girerken cildimizin en çok ihtiyaç duyduğu vitaminler hangileridir? 
Vitamin bakımından eksik beslenmede özellikle A, B, C, D, E ve Biyotin vitaminlerinin alımındaki eksikliklere bağlı olarak cildin yenilenme hızı yavaşlar; dolayısıyla cilt içerisinde nemi bol genç hücreler yerine nemi az yaşlı hücreler yer alır.
Hangi vitamin cildimizin hangi sorununa iyi geliyor? 
A vitamini: Hücre yenilenmesini sağlar, saçları ve mukoza dokusunu korur, yaraların hızla iyileşmesinde önemli bir rol oynar. A vitamini önemli bir antioksidan olduğu için vücudumuzun ve cildimizin enfeksiyonlara karşı direncini arttırır. A vitamini sütte, yumurta sarısında ve balık yağında vardır. Ayrıca tereyağı ve peynirde de bulunur. Havuç ve havuç benzeri sarı-turuncu renkli sebzelerde A vitamininin ön maddeleri(alfa karoten) vardır. Sonradan A vitaminine dönüşecek olan Beta Karoten ve diğer karotenoidler ise yeşil ve sarı yapraklı sebzelerle tahıllarda bulunur.
B vitamini: B kompleks vitaminleri hücresel gelişim için gerekli olan enzimlerin oluşmasına yardımcı olurlar. B-6 vitamini, enfeksiyonları yaratan kimyasalları etkisiz hale getirir. B-3, B-5 ise cildimizin nemini korurlar. B Vitamini maya, karaciğer, et, balık, yumurta sarısı, süt, yağsız peynir, hububat, kuru baklagil, kuru kayısı, ıspanak, ceviz, bezelyede bol miktarda vardır.
C vitamini: `Gençlik Vitamini`: C vitamini cildimizi gergin ve dolgun gösteren `kollajen doku`nun oluşumunda birinci derecede etkilidir. Çok güçlü bir antioksidandır, yara ve yanıkların iyileşmesini hızlandırır, cildimize parlaklık ve yoğunluk kazandırır, kan pıhtılaşmasını ve morarmaları önler. E vitamininin etkisini arttırır, demir emilimini güçlendirir ve stresin üzerimizdeki etkilerini azaltır. C Vitamini turunçgillerde bol miktarda bulunur. Ayrıca muzda, taze sebzelerde, maydanozda, kabakta, soğanda, domateste, lahana, ıspanak, kıvırcık salata gibi yeşil yapraklı sebzelerde ve biberde bulunur.
D vitamini: Yaraların iyileşmesinde önemli bir rol oynar. D Vitamini süt ve süt ürünlerinde bol miktarda vardır.
E vitamini: E vitamini çok kuvvetli bir antioksidandır. C vitamini ve Selenyum ile birlikte alındığında etkisi artar. Hücre yenilenmesine yardımcı olur, yaşlanma sürecini geciktirir, ayrıca yaraların iyileşmesine katkıda bulunur. E Vitamini, başta tahıllar olmak üzere yeşil sebzelerde bol miktarda bulunur. Bitkisel yağlar ve buğday tanesi en iyi kaynağıdır.
Biyotin: Deri saç ve tırnak gelişiminde aktif olarak rol oynar. Biyotin, buğday ve buğday kaynaklı ürünler, sakatatlar, süt ve süt ürünleri, deniz ürünleri, istiridye, ıstakoz, alabalık, maya ve mayalı gıdalar, soya fasulyesi, karnabahar, tavukgöğsü ve yumurtada bulunur.
Duş alma sıcaklığı da cilt sağlığı için önemli bir konu öyle değil mi? İdeal duş sıcaklığı ve duş süresinden bahsedebilir miyiz? 
İdeal duş sıcaklığı beden ısımıza yakın sıcaklıkta olmalıdır; bu da ortalama 35 derece civarındadır. Her gün veya günaşırı duş yapma alışkanlığına göre süre 5-15 dakika arasında bir süreyi duşta geçirmek cilt sağlığı için uygun olacaktır. 
Banyo sonrası nemlendirici kullanımı nasıl olmalı?
Banyo sonrası özellikle kadınlar, cildinde kuruma problemi olanlar ve atopik egzamalı hastalar mutlaka nemlendirici kullanmalıdır. Bu işlem özellikle vücudumuz tam kurumadan yapılacak olursa rutubeti cildimize hapsetmiş oluruz. Ayrıca banyo yapmadığınız günlerde de nemlendirici sürmeyi ihmal etmemek gerekiyor. 
Yıpranmış ciltler için önerdiğiniz çözümler neler olabilir? 
Yıpranmış, kurumuş, gerginleşmiş deride öncelikle dermatolojik olarak herhangi bir hastalık olup olmadığı değerlendirilmelidir. Bu tür şikayetler bazı egzamalarda da görülür ve kozmetik yöntemlerle düzeltilemez. Bu nedenle şikayetlerin nedenleri araştırılmalıdır. Eğer egzama söz konusuysa ilaç kullanılan tedavi yöntemleri tercih edilmelidir. Eğer herhangi bir hastalık söz konusu değilse, o zaman öncelikle cildin kurumasının önüne geçmek için nemlendirme özelliği yüksek yoğun bakımlarla tedaviye başlamak gerekir; tabi cilde uygun kurutmayan, besleyen canlandıran temizleyici ve nemlendirici desteği ile birlikte. Bu dönemde cildimizi özellikle cilt bakımları ve peelinglerle destekleyerek süreci hızlandırılabiliriz. Peelingler ölü derileri uzaklaştırmak ve alttan genç hücre üretimini artırmak suretiyle cildin görünümünü parlak ve canlı hale getirerek hem nemlendirmiş hem de ince kırışıklıkları azaltmış olurlar. 
Nemlendirici seçerken nelere dikkat etmeliyiz?
Öncelikle cildimizi uygun bir temizleyici ile temizledikten sonra nemlendirici kullanmalıyız. Nemlendirici seçimi özellikle cildimizin yapısına ve yaşımıza göre önem kazanır. Genç veya olgun ciltte eğer kuru bir cilt söz konusu ise daha kıvamlı krem tarzında nemlendiricileri tercih ederken, karmadan yağlıya ciltlerde ise daha su bazlı losyon kıvamında nemlendiricileri tercih edilmeli. Genç yaşlarda nemlendirici kullanımı çok daha büyük önem taşıyor. Genç yaşlarda kullanılan nemlendiriciler kırışıklıkların ortaya çıkmasını geciktirir. Orta yaştan itibaren nemlendiriciler antiaging özellikler de taşımalıdır; bunlar alfa- beta hidroksi asitler, A ve E vitaminleri, antioksidanlar ve peptidlerdir. Unutmamamız gereken diğer ve önemli nokta ise güneşten koruyucu ürünler kullanmayı ihmal etmemektir.
Kış aylarında yapılmasını tercih etmemizin daha doğru olduğu uygulamalar hangileri?
Özellikle peelingler, lazer epilasyon, lazerle leke tedavileri, lazerle kılcal damar tedavileri, lazerle akne izi tedavileri ultraviyoleden olumsuz etkileneceklerinden dolayı kış aylarına bırakılmalıdır. Mezoterapi, PRP, cilt bakımları, dermaroller uygulamaları ise yaz veya kış ayında olunması önemsenmeden gerçekleştirilebilir.

INSTAGRAM

SOSYAL MEDYADA BİZ

58,698BeğenenlerBeğen
50,163TakipçilerTakip Et
879TakipçilerTakip Et
6,728TakipçilerTakip Et
1,569AboneAbone Ol

TAROT FALI