Ana SayfaModaEbru Danyal ve Pembe Dünyası

Ebru Danyal ve Pembe Dünyası

-Bu işe nasıl başladınız?

Üniversiteden mezun olduktan sonra, hobi olarak başladım bu işe. Benim için bir terapi gibiydi. Daha sonra yaptığım şeylerin insanların çok hoşuna gittiğini gördüm. Ben de açıkçası insanlar beni mutlu etmek için mi yoksa gerçekten mi beğeniyorlar diye bunu denemek istedim. Altı yıldır takı tasarımıyla uğraşıyorum. İlk başladığım zaman sadece atölyem vardı. Bir sene boyunca atölyede model tasarladım. Herhangi bir satış noktamız yoktu o zamanlar. İlk şubemi Bodrum’da açtım, Bodrum’dan sonraki hayalim Londra’da mağza açmaktı ama ikinci şubem Nişantaşı oldu. Londra’da açmayı tabii ki hala düşünüyorum. Yurtdışından iki tane ödülüm var. Paris’te her yıl açılan Geleneksel Uluslararası Takı Tasarımı Fuarı’nda, En İyi Tasarım ödülü ve Milano’da Macef fuarında Peri masalı dalında. En İyi ödülünü aldım.

-Neden her şey pembe ve tonları?

Pembe rengi sevmemin sebebi, pembe çok feminen bir renk. Benim ürünlerimde de görsel olarak tamamen kadın ve girly bir hal var. Küçük kız rengi. Barbie gibi büyük bir fenomenin pembe rengi kültleştirmiş olmasıda benim için çok önemli. Konseptime tamamen kadınsı ögelerimi ve küçük kız ögelerimi hepsini tamamlıyor aslında. Bence pembe seksi olduğu kadar masum bir renk. Pembe küçükken hepimizin sevdiği tek renk.

-Aksesuar haricinde başka neler tasarlıyorsunuz?

Aksesuar haricinde kıyafette tasarlıyorum. Bebek kıyafetleri, yetişkin kadın kıyafetleri, özel tasarım bikiniler. Yeni yeni ayakkabı ve çantaya giricez. Baby Shower için bebek sepeti yapıyoruz. Anne lohusa tacı gibi özel günler için aklınıza ne gelirse yapıyoruz. Avizede tasarlıyoruz. Dekoratif şeyleri süslüyoruz . Ben her şeyi aksesuarlaştırıyorum. Yaptığım her şey bir tema altında bileşiyor. Bir tane kıyafet yapıyoruz mesela sadece kedileri anlatıyor diyebilirim.

-Tasarımlarınızın, ayrı bir hikaye taşıdığını okudum. Tüm tasarımlarınız için geçerli mi
bu?

Takılarımı tasarlarken ciddi anlamda hayali ögelerden yaranlanmayı seviyorum. Çizgi film, masal, fantastik şeyler güzeldir. Üzgün olduğumda daha çok yaratıcı oluyorum. Sirk teması mesela acayip severim. Hep bir maymun olsun kucağımda istemişimdir. Mesela Alice Harikalar Diyarında yeni moda oldu ama ben hep çok sevdim. 20’li yaşlarımdan beri severim. Olağanüstü bir yapıt bence. Baktığınız her şeyde bir hikaye görüyorum ben. Herşeyin gerçekten bir hikayesi var.

-Eğlenceli ve sevimli aksesuarlarınızı tasarlarken nelerden ilham alıyorsunuz?

Kesinlikle seyrettiğim çizgifilmlerden. Çevremdeki her şeyden. Şuan otururken şu pembe çiçekle arkasındaki lila çiçeğin ve yaprağın iki ton açık olması bana ilham veriyor. Mutsuz olduğum anlarda daha fazla ilham alıyorum ben çok enteresan. Genel anlamda hayat diyebilirim.

-Aşk- ı Memnu dizisine ürün veriyormuşunuz. Nasıl oldu bu?

Deniz Mareşal Aşk-ı Memnu’nun stil danışmanı aynı zamanda benim çok yakın arkadaşım. Ben onlara özel şeyler tasarladım. Mesela ilk bölümde Bihter’in düğün sahnesinde Peyker’in üzerindeki pembe kabarık elbise benim tasarladığım bir elbiseydi. Çok sansosyonel bir diğer elbisem ise Bihter ve Behlül’ün sevişme sahnesinde Bihter’in üzerindeki beyaz elbise. O benim elbisem mesela. Hala bende duruyor çerçeveleticem onu (gülüyor). Modacı olmama rağmen, o elbisenin benim olması beni gururlandırıyor. Nebahat Çehre’ye de bazen takı veriyorum. Ama sevişme sahnesindeki elbisenin benim tasarımım olduğunu ilk kez size söylüyorum. Elbisenin kimin olduğu bilinmiyordu. Müşteriler arıyordu beni elbise için. Tasarımcılar birbirine girdi kimin bu diye. Elbise üç ay onlarda kaldı zaten. O benim için çok güzel bir anıdır. O kıyafetin gecenin 11’inde 12’sinde yönetmenin hiçbir elbiseyi beğenmeyip benimkini beğenmesi çok gurur verici bir şey. Bunun dışında Ebru Şallı ile çalışıyorum. Toka markamız var, Ebruli by Ebru Danyal olarak. YKM ve Ebru Danyal mağzalarında satılıyor. Warner Bros’un lisansını aldık. Bu yaz itibariyle tüm Looney Tunes karekterlerini çıkartığıcaz.

-Mağzaya girdiğimizde pembe yapraklı anı defteri kokusu büyülüyor bizi. Nereden geldi aklınıza böyle bir fikir?

O aslında tam bir tipitip sakız kokusu. İnsanlar içeri girdiğinde baştan sona her şeyiyle konsepti anlamasını istedim. Dükkana her giren çok mutlu çıkıyor. Herkes aynı duyguyu hissediyor ve bu beni çok mutlu ediyor. Tebrik edenler oluyor. Bu bir bütün paketinden tutun vitrinine kadar tüm detaylar çok önemli.

-Ebru Danyal tasarımları ayrı bir çizgide duruyor Türkiye’ye göre. Nasıl başardınız bunu?

Aslında ben çok ticari düşünmedim. Maddi olarak çok fazla kaygılarla bu işe başlamadım ama tabii ki başarılı olmayı çok istediğim için elimden geleni yaptım. İşimin kopyaları çıkıyor, bu beni daha mutlu ediyor. Asıllarını yaşatır çünkü kopyaları. Türkiye’de çok zor olan birşeyi yaptım bunu kadınlara sevdirdim. Yurt dışında kazandığım saygınlığın da bana çok yardımı oldu.

Sizin takip ettiğiniz modacılar, tasarımcılar kimler?

Beğendiğim tasarımcılar, Elif Cığızoğlu, ezra-tuba, Zeynep Tosun. Takı tasarımında kendi platformumda başka bir örneğim yok zaten. Yurt dışından Tarina Tarantino’yu çok beğenirim. Bir de Sevan Bıçakçı’ya hayranım diyebilirim.

Mağzanın simgesi, kartvizitin üstüneki kızı siz mi tasarladınız?

Art direktörümle tasarladık. Benim fikrim tamamen. Aslında o kız beni simgeliyor, bir bağamız var onunla. Bu arada adı “Ebuşka”. O bir çok kadını simgeliyor. Biraz daha özgür, sıra dışı, enerjik ve kendi modasını kendi yaratan bir kadın.