Ana SayfaYaşamHaftanın Filmleri 25 Nisan

Haftanın Filmleri 25 Nisan

İnanılmaz  Örümcek Adam 2
2012`de izleyici karşısına çıkan İnanılmaz Örümcek-Adam filminde hikayesi bir kez daha başlayan Peter Parker`ın dönüşümünü tamamlayıp Örümcek-Adam yeteneklerini elde edişine tanık olmuştuk. Bu filmle birlikte kahramanlığın sorumluluk isteyen zorlu yanlarına şahit olmaya başlayan Parker`ın her günü daha karmaşık, daha yoğun geçiyor. Bir yandan kahramanlığa alışmaya, diğer yandan ise Gwen`le vakit geçirmeye çalışırken sahip olduğu yeteneklerin büyük bir bedeli vardır ve bu bedel kısa bir süre sonra en korkutucu haliyle karşısına dikilir. New York`u tehdit eden en en büyük tehlikelerden biri olan Electro bir anda ortaya çıkınca Peter Parker`ın şimdiye dek gördüğü en güçlü düşmanını alt etmesi gerekir. Örümcek-Adam, eski dostu Harry Osborn`un da ortaya çıkmasıyla bütün düşmanlarının ortak noktası olan OsCorp`u keşfetmiş olur. Öte yandan Gwen`ın babasına verdiği sözü unutmayan Peter, Gwen`e zarar vermemek için elinden geleni yapmak için çabalasa da kötü Electro`nun ortaya çıkması ve Harry Osborn geri dönüşü bu sözünü tutmasını oldukça zorlaştıracaktır. Peter Parker`ın geçmişine dair ortaya yeni ipuçlarıysa Örümcek Adam`ın gidişatını da derinden etkileyecektir…
Filmin yönetmen koltuğunda serinin ilk filminde olduğu gibi bir kez daha Marc Webb bulunurken, başrollerde Andrew Garfield ve Emma Stone`un yanı sıra Jamie Foxx da yer alıyor.

Dom Hemingway
Dom Hemingway`in sicilinin temiz olmadığı konusunda hepimiz hemfikiriz! Ancak o birlikte çalıştığı suç ortaklarını polise gammazlamayacak kadar da sadık bir çalışma arkadaşı! Sırf bu yüzden hapislere düşen ve 12 yıllık cezaya mahkum edilen deneyimli hırsız Dom Hemingway, mahkumiyetinin ardından özgür kalır. Bir zamanlar tozu dumana kattığı Londra sokaklarına geri döndüğünde ise sokakların değişen çehresine tanık olur. Eski hesapları kapatıp suç dünyasına veda etmeyi ve kendisine yabancılaşan kızıyla arasını düzeltmeyi dileyen Hemingway için yeraltı dünyasından uzaklaşabilmek zannettiği kadar kolay olmayacak…

Richard Shepard`ın senaryosunu yazıp yönetmenliğini üstlendiği filmin başrollerinde Jude Law, Richard E. Grant ve Demian Bichir yer alıyor.

Aşk Bilmecesi
Hikayesi L`Auberge Espagnole filmiyle başlayan ve Russian Dolls filmiyle devam eden Xavier, şimdilerde 40 yaşındadır ve yine hayatını tam anlamıyla düzene sokamamış, aksine daha da karmaşık hale getirmiştir. Üniversiteyi aile babası olabilmek için terk edip iki çocuk babası olduktan sonra da dikiş tutturamayan Xavier, eşinin biriyle tanışıp onunla birlikte yaşamak için New York`a taşınmak istemesiyle yıkıma uğrar. İşin kötü yanı eşi, çocukları da beraberinde götürecektir. Başka bir çaresi kalmayan Xavier de çocuklarını görebilmek için New York`a taşınır. Yeni hayatında kendisini Chinatown`un tam ortasında bulur, hayatıysa tam bir yapboza dönüşmüştür.

Üçlemenin son filmi olan Aşk Bilmecesi`nin yönetmen koltuğunda bir kez daha Cédric Klapisch bulunurken başrollerinde Romain Duris, Audrey Tautou ve Cécile De France yer alıyor.

Cennetten Kovulmak
Emine İstanbul`da yaşayan, 24 yaşında kentli bir kadındır; Kürt işçilerin ağırlıkta olduğu bir inşatta elektrik mühendisi olarak çalışır. Bir gün inşaatta bir kaza sonucu Kürşat isimli bir işçi hayatını kaybeder. Bu olaydan çok etkilenen Emine, Kürşat`ın memleketine gitmeye karar verir.  Ayşe ise Muş`ta yaşayan 8 yaşında küçük bir kız çocuğudur; tüm hayali hayatını sürdürebilmek için İstanbul`a gitmektir. Birbirinden çok farklı yaşamlar süren bu iki insanın yolları aslında hiç taraf olmadıkları çatışmalarla kesişecektir.  

Filmin yönetmen koltuğunda kısa filmleriyle çeşitli ödüller alan Ferit Karahan bulunurken, senaryoda yönetmenle birlikte Serdar Temel’in de imzası var.

Aşk Treni
Ailesini küçük yaşta kaybeden Rahul’u büyükannesi ve büyükbabası büyütmüştür; ömrü onlara ait olan Y.Y.Mithaiwala adlı pastanede geçmiştir. Büyükbabası 100. yaş gününü kutladıktan kısa bir süre sonra hayata veda eder. Rahul bu olaydan sonra, Goa’ya gitmeye karar verir ve bunu büyükannesine anlattığında yaşlı adamın son vasiyeti ile karşılaşır. Büyükbaba öldükten sonra küllerinin bir kısmının Ganj Nehri’ne diğer kısmının ise Hindistan’ın diğer ucunda yer alan Rameswaram’a dökülmesini istemiştir. Şimdi büyükannesi küllerin Rahul tarafından Rameswaram’a dökülmesini ister… Rahul’un arkadaşları ile birlikte çıkacağı tren yolculuğu da böylece başlamış olur… 

Lal
Cemal ve Süleyman 1970`li yılların Çukurovası`nda, Antakya`nın küçük bir köyünde yaşayan iki iyi arkadaştır. En büyük ortak noktaları sıradan mahalle oyunları yerine, yeni maceralara atılmak olan bu ikili mahalledeki çocuklara kendilerini ispat etmek için cesaret isteyen bir yolculuğa çıkarlar. Adana’ya gidip “Endişe” adlı filmini bu kentte çeken Yılmaz Güney’in fotoğrafını çekmeyi hedef edinirler! Yaya halde ve üstelik ellerindeki fotoğraf makinesi de çalıntı olan bu iki kafadar genç, Antakya ile Adana arasındaki vadilerde, yepyeni insanlar tanıyarak yollarına devam ederler. Yolları yeni hayatlarla ve yüzlerle kesişince maceraları da yeni bir boyut kazanacaktır.

Semir Aslanyürek`in senaristliğini ve yönetmenliğini üstlendiği yapımda, iki genci Ata Murat Kalkan ve Erdal Sarı canlandırırken, onlara kadroda Erkan Can, Gürkan Uygun, Emre Altuğ ve Asiye Dinçsoy gibi deneyimli isimler eşlik ediyor.

 

Mutlak Adalet 
İzmir´de yaşayan Metin, ailesiyle sakin bir hayat süren başarılı bir öğretmendir. Her gün olduğu gibi işten eve döndüğünde tüyler ürpertici bir manzarayla karşılaştığında hayatı altüst olur. Evlerine hırsız girmiş, karısına tecavüz edilmiş, kızı ise ağır bir şekilde yaralanmıştır. Bu manzarayla karşılaştığında hırsızlardan birini yakalayabilip öldürür. Cinayet suçlamasıyla girdiği hapiste cezasını çeker ve çıktığında paramparça olan ailesini yeniden bir araya getirmek için çabalamaya başlar. Kızı Ece yetiştirme yurduna gönderilmiş, eşi Bahar ise psikolojik sorunlar yaşamaktadır. Hapishanedeki arkadaşı Orhan Baba`dan gelen yardımla iş bulur, ev tutar ve hayatı normale dönmeye başlar. Ancak kısa bir süre sonra evlerine giren diğer iki hırsızın delil yetersizliğinden serbest bırakıldığını öğrenmesiyle hayatı tekrar kabusa dönüşür. Şimdi yapması gereken şey hayatını mahveden bu adamları bulup yaptıklarını itiraf ettirerek tekrar hapishaneye gönderilmelerini sağlamaktır.

Ormanda Karmaşa
Meksika`nın yağmur ormanlarında yaşayan ve birbirlerine aşık olan iki rakun Manu ve Sacha`nın beraberliklerinin önünde büyük bir engel meydana gelir. Manu`nun yaptığı bir yaramazlık sonucu kabilelerinin en önemli heykeli kırılır ve Sacha`nın da babası olan kabile reisi Manu`yu kabileden gönderir. Manu artık ormanda yaşamak zorundadır. Bir süre sonra Sacha kaçak avlanan avcılar tarafından kaçırılır ve böylece Manu`nun kendini ispa

Pislik
Bipolar ve bağnaz yapılı bir uyuşturucu bağımlısı polis, kendi yoluna dair türlü manipulasyonlarla işlerini elinde tutmaya çalışır. Festival mevsimince promosyonunu güvence altına almaya gayret eder. Esas istediği ve amacı olan şey ise karısı ve kızını yeniden kazanabilmektir. Filmin yönetmeni Jon S. Baird. Senaryo yazarları olarak bakıldığında roman aslen Irvine Welsh’e ait olup, senaryo yazarı Jon S. Baird. Oyuncu kadrosunda ise James McAvoy, Jamie Bell ve Jim Broadbent gibi isimler yer alıyor.

Sefer Tası
Bombay`da meşhur bir gelenek: 5000 dabba (sefer tası) dağıtıcısının oluşturduğu bir topluluk var. Bu babadan oğula geçen bir meslek. Her sabah bu dağıtıcılar kadınların evde yaptıkları sıcak yemekleri eşlerinin iş yerlerine taşıyorlar ve boş kutuları da akşama doğru eve geri getiriyorlar. 120 yıldır işyerlerinde ev yemeği lüksleri var. Harvard üniversitesi bu konuda bir araştırma yapmış, 8 milyon sefertasının yalnızca 1 tanesi yanlış adrese gidiyormuş. İşte bu film, o 1 tanenin hikayesi!

Yanlış ulaştırılan bir sefer tası Ila Singh`ten, Saajan Thomas`a ulaşınca bu yanlışlık iki insanı biraraya getirir ve aralarında hayali bir ilişki başlar. Kadın, gizemli karşı tarafa yemekler pişirerek onunla iletişim kurmaktadır. Sefertasının içine koydukları notlarla yazışmaktadırlar. Bu notlarda hayalgüçlerini o kadar zorlarlar ki adeta gerçek hayattan koparlar. Bu film, hayal ettiğimiz hayat ve gerçek hayatı karşılaştırırken hayalleri gerçeğe dönüştürme cesaretinden de bahseder.

Sensiz Olmaz
Birkaç seneliğine Londra`ya taşınan Hache, Barcelona`ya döndüğünde hiçbir şeyi bıraktığı gibi bulamaz. Kendisi de dahil olmak üzere birçok şey değişirken, aynı kalan tek şey Babi`ye duyduğu aşktır. Ne var ki Babi bu süreçte hayatını yeniden inşa etmeye koyulmuş ve başka biriyle nişanlanmıştır. Bunu öğrenen Hache de böyle bir karar alır ve arkadaşları, işi ve çevresi olmak üzere her şeyi değiştirmeye başlar. Gin isimli kendine oldukça benzeyen bir kadınla tanışır ve aralarında uyumlu bir ilişki başlar. Ancak bir partide karşılaştığı Babi, onu şaşkına çevirir ve aklını karıştırır. Hache artık hiçbir şeye ya da hiç kimseye inanmadığı bir döneme girmiş; zamanını ise güçlü olmaya çalışarak geçirmeye başlamıştır…

Sıfır Teorisi
Gerçek bir bilgisayar dehası olan Qohen Leth, hapsolduğu işinden ayrılıp eski bir şapelin yıkıntıları içerisinde içine kapanık, yalnız bir hayat sürmeye başlar. Bu tek kişilik hayatındaki tek uğraşı Yönetim tarafından kendisine verilen gizlice projeyi yürütmektir. Yönetim, yaşadığı yere `Sıfır Teorisi` adlı teorinin varlığını kanıtlaması için özel bir bilgisayar sistemi ve programı kurar; eğer başarılı olursa da hayatın anlamsızlığını kanıtlamış olacaklardır. Saatlerce çalışmasına rağmen başarılı olamayan Qohen, Bainsley adlı çekici bir kadının hayatına dahil olmasıyla iyice delirmenin eşiğine gelir. Üstüne Bob adlı genç bir adamın projeye dahil olması işleri iyice tuhaflaştırır.

Monty Python and the Holy Grail, Brazil ve Twelve Monkeys gibi sevilen yapıtların yönetmeni Terry Gilliam`ın yönetmenliğini yaptığı filmin başrollerini Christoph Waltz, Mélanie Thierry, David Thewlis ve Tilda Swinton paylaşıyor.

INSTAGRAM

SOSYAL MEDYADA BİZ

58,698BeğenenlerBeğen
50,163TakipçilerTakip Et
879TakipçilerTakip Et
6,728TakipçilerTakip Et
1,569AboneAbone Ol

TAROT FALI