“
Filmin zengin oyuncu kadrosunda Halle Berry, Jessica Biel, Jon Bon Jovi, Abigail Breslin, Chris Bridges, Robert De Niro, Josh Duhamel, Zac Efron, Hector Elizondo, Katherine Heigl, Ashton Kutcher, Seth Meyers, Lea Michele, Sarah Jessica Parker, Michelle Pfeiffer, Til Schweiger, Hilary Swank ve Sofia Vergara gibi önemli isimler yer alıyor.
O’Horten ve Factotum’un yönetmeni iki yıllık aradan sonra acı-tatlı, sıcak ve duygusal hikâyelerden örülü bir dramla beyazperdeye dönüyor. Noel arifesinde küçük bir Norveç kasabasında, renkli Kuzey Işıkları’nın altında karların arasından eve dönmek için çabalayan insanları görürüz. Herkesin başka bir Noel hassasiyetiyle meşgul olduğu kasaba halkından çeşitli isimlerin (Doktor Knut, arkadaşı Paul, öğrenci Thomas, metres Karin, ayyaş Jordan) yolları mizah ve trajedi, şefkat ve çaresizlik, bağışlama ve umut, doğum ve ölümle dolu, birbiriyle iç içe geçen öykülerde kesişecektir.
Nathan Harper (Taylor Lautner) oldu olası başka birinin hayatını yaşadığını hissetmiştir. Günelerden bir gün, kendi
Nathan, gerçek kimliğini yavaş yavaş bulmaya başlarken, profesyonel katillerin hedefi haline gelir ve hayatta güvenebileceği tek kişi olan komşusu Karen (Lily Collins) ile kaçmak zorunda kalır.
Ben, Sen ve Diğerleri ile büyük bir çıkış yapan ve kendine büyük bir hayran kitlesi edinen Miranda July, “kozmik bir aşk öyküsü” olan The Future ile iki
Otuzlu yaşlarında biraz alışılmışın dışında bir çift olan Sophie ve Jason, yaşamlarında bir dönüm noktasına gelmişlerdir. Bu aşamada neredeyse 24 saat sürekli bakım isteyen Paticik adında hasta bir kedinin bakımını üstlenmeye karar verirler. Kediye sahip olduktan sonra özgürlüklerini yitireceklerini bildiklerinden, ellerinde kalan son bir ayda hayallerini gerçekleştirmek adına işlerinden ayrılırlar. Sophie bir dans koreografisi yapmak, Jason ise kendini kaderine bırakmak ister. Amaçları son özgür günlerini en iyi şekilde geçirmektir. Ancak gün geçtikçe Sophie tuhaflaşmaya başlar…
Antonio Banderas`ın başrolünde oynadığı, 2009 yılında hayatını kaybeden Fransız yazar Thierry Jonquet`in `Tarantula` adlı romanından esinlenerek sinemaya uyarlanan `La piel que habito`, değişik bir öykü sunuyor. Bir araba kazasında yanarak ölmekten son anda kurtulan eşini yanıklardan oluşan görüntüden kurtarmak için yeni bir deri yaratmak üzerine çalışmalar yapan estetik cerrahı Dr Robert Ledgard (Antonio Banderas) on iki yıl boyunca evindeki laboratuvarında çalışmaya devam eder ve domuz-insan kanı karışımıyla elde ettiği bir deri üretir.
Eşinin yanmış vücudunu görmesi üzerine intihar etmesi ve küçük kızlarının da buna şahit olmasından sonra büyük depresyon geçiren aile iyice hassaslaşmıştır. Küçük kız büyüdüğünde de psikolojisini bozan bir olay yaşayacak, bu olayın üzerine Dr Ledgard, yaptığı deneyleri büyüterek neredeyse DR Frankenstein haline gelecektir…
Mary’nin yeni arkadaşı Fındıkkıran (kısaca FK) canlanır ve Mary’yi büyülü dünyasına doğru muhteşem bir yolculuğa çıkarır. Mary çok geçmeden bu muhteşem krallığın, kötü Fare Kral’ın ve dalavereci annesinin tehdidi