
Kule Soygunu
Ben Stiller ve Eddie Murphy, Kule Soygunu adlı komedide kendilerini dolandıran Wall Street üçkağıtçısından intikam almak için sert oynayan bir ekibin liderleri rolünde. Lüks bir Central Park konutundaki işçiler, teras katındaki milyonerin kendi emeklilik paralarını çaldığını keşfettiklerinde, en büyük intikamı planlarlar: Adamın kendilerinden çaldığını geri almak için yapılacak bir soygun…
Queens’in yerlisi Josh Covacs (Stiller), New York kentinin en lüks ve en iyi korunan konutlarından birini 10 yıldan uzun süredir yönetmektedir. Onun dikkatli gözlerinden hiçbir şey kaçmaz. Josh’un binasının en tepesindeki en gösterişli dairede yatırımcılarından iki milyar dolar çaldıktan sonra yakalanan Wall Street devi Arthur Shaw (Alan Alda) ev hapsindedir. Aldatılanlar arasındaki en zorlu kişiler kim midir? Maaşlarını Arthur’a emanet eden kule çalışanları.
Josh’un ekibi Arthur’un bu mükemmel suçtan paçayı yırtmasından sadece birkaç gün önce neredeyse imkansız olan şeyi planlaması için sağlam dolandırıcı Slide (Murphy)’a başvurur. Amaçları Arthur’un korunaklı dairesinde saklandığına emin oldukları şeyi çalmaktır.

Tenten`in maceraları
Günümüzün en görkemli öykü anlatıcılarından ikisi, Oscar ödüllü yönetmen ve yapımcılar Steven Spielberg ve Peter Jackson, 3D
Hergé’in yarattığı, uluslararası beğeni kazanmış ve unutulmaz karakterleri temel alan filmin öyküsü, doyumsuz bir meraka sahip genç muhabir Tenten (Jamie Bell) ile sadık köpeği Milu’nun, bomba gibi bir sırra ev sahipliği yapan bir maket gemi bulmasıyla başlar. Asırlık bir gizemin içine çekilen Tenten, İvan İvanoviç Sakharine’in (Daniel Craig) hedefi olur. Bu şeytani kötü adam, Tenten’in Kızıl Rackham adlı aşağılık korsana ait paha biçilmez hazineyi çaldığına inanmaktadır. Ancak köpeği Milu’nun, nemrut ve geçimsiz Kaptan Haddock’un (Andy Serkis) ve Dupond ve Dupont adlı sarsak dedektiflerin (Simon Pegg ve Nick Frost) yardımıyla, Tenten dünyayı dolaşarak nefes kesen bir kovalamaca sonunda düşmanlarını atlatıp, Tekboynuz’un son istirahatgâhını bulacaktır. Bu gemi enkazı, belki de muazzam bir servet ve büyük bir lanet barındırmaktadır…

Almanya`ya hoşgeldiniz
2002 yılında çektiği Her Şey Türkleştirildi / Alles getürk! filmiyle dikkatleri üzerine çeken yönetmen Yasemin Şamdereli, Almanya’ya Hoş Geldiniz filmiyle 2011 yılında Alman Film Ödülleri’nden En İyi Senaryo Ödülü ile döndü.
Film, 1964 yılında Almanya’ya giden bir milyon birinci “misafir işçi” olan Hüseyin Yılmaz’ın öyküsünü anlatıyor. Almanya’ya Hoş Geldiniz, Avrupa ve Almanya’da çok kültürlülük ve göçmenlerle ilgili tartışmaların sürdüğü bir dönemde 50 yıldır Almanya’da yerleşik Türklerin macerasını iyimser bir yaklaşımla ele alıyor.

Allah`ın sadık kulu: Barla
Filmde, Said Nursi’nin çileli hayatının en zorlu dönemlerinden biri olan 1927 – 1934 yılları arasındaki Barla hayatına bakan kısmı ele alınıyor. “Barla Fedakârları”nın, devrin sert esen rüzgârlarına karşı onurlu duruşları animasyon diliyle anlatılıyor. Yaşanmış hadiselerden hareketle,