Ana SayfaModaGamze Saraçoğlu ile Mudo`da Değişim Başladı

Gamze Saraçoğlu ile Mudo`da Değişim Başladı

`Mudo`da değişim başladı` sloganıyla yepyeni bir ‘Mudo Kadını’ tanımlıyorsunuz. Nasıl bir kadın bu? Eski ‘Mudo Kadını’ ile farkı ne? 
2015 Ocak ayı itibariyle Mudo’ya kreatif direktör olarak geldim. Bana verilen görev kapsamında, koleksiyonu değiştirmem, yani Mudo`nun hedeflediği kadına, günümüz trendlerini içeren bir koleksiyon hazırlamam ve Mudo`nun hitap ettiği kadın yapısını biraz değiştirmem görevi verildi. Fakat bununla beraber kalıplar, formlar, fitler ve birçok alanda değişiklik yapmamız gerekiyordu. Zaten Mudo’nun kendi bir DNA’sı var ve buna ait bir kadın var; biz bu kadını dünyada yeni kodlanan kadına göre değiştirdik. Daha kendine güvenli, daha eğlenceli, daha kadınsı, daha şehirli bir kadın yaparak günümüz kadınına uygun bir koleksiyon hazırladık. 
Koleksiyon çok geniş bir koleksiyon ve matematiğinin çok doğru yapılması gerekiyor. 600 parçalık bir koleksiyon, bir marka için gerçekten çok yüksek adetli bir koleksiyon. Çok güzel bir koleksiyon hazırladık. Formlar, şekiller, silüetler, bedenler gibi birçok alanda da değişiklik yaptık. Ama zaten bu değişiklikler yeni kodlanan kadınla gelen değişikliklerdi.. Yeni kodlanan kadının aslında vücut formu bile belli; o yüzden koleksiyonu buna adapte etmemiz gerekiyordu. Biz de Mudo’da tüm bu değişiklikleri yapmış olduk. 
Mudo’da bu sezon 7 farklı hikaye göreceğiz, nedir bu hikayelerin içeriği? 
Çok geniş bir koleksiyon olduğu için hepsini bir tema altında toplamak mümkün değil. Müşteriye daha iyi hizmet verebilmek, mağazada daha iyi sunmak için koleksiyonu bölmek gerekiyor. Biz de koleksiyonu 7 farklı hikayeye böldük.  
“American Dream”, Mudo Collection’un klasik stilini günümüz trendlerine göre modernize ederek yansıtıyor. Bu grup içerisinde deniz temalı “Harbour City” sportif çizgileriyle haftasonu stiline, “Ivy Leauge” ise günümüzün global trendlerine göre adapte edilmiş tasarımlarla, modern şehirli iş kadınına hitap ediyor.
“The M Project” tasarım gustosunun çok yukarıda olduğu, dünyanın yeni kodlanan kadınına sesleniyor. Bu hikaye içerisinde yer alan “Contemporary” formları silüetleri dönemin ilerisinde, dokuları özel olarak tasarlanmış dökümlü, kadınsı kumaşlar ile öne çıkan klasik parçaların günümüze yorumu. Rafine, cool ve elegan. Haki, siyah ve toprak tonları ile military efektlerin çoklukla kullanıldığı “Modern Utility” günümüz trendlerini stiline yansıtan genç, dinamik kadına güçlü parçalarla eşlik ediyor.
“Style Matters” daha renkli, daha desenli, farklı baskıların bir arada kullanıldığı, genç, dinamik bir tarzı yansıtıyor. “Style Matters” koleksiyonu iki ayrı hikaye anlatıyor. “You got the look” capcanlı renkleri ile bol desen seven farklı formlarla canlılık arayan kadına hitap ediyor. “The New Optimist” ise romantik doku, tuşe ve renklerin hakim olduğu, bluzanların ve dantellerin görüldüğü, günümüz modern kadınının romantik haline dokunuyor.
“Spotlight” Mudo kadınını gündüzden geceye taşıyacak kokteyl elbiselerinin ağırlıkta olduğu şık bir koleksiyon. Zarafet ve cazibe vaadeden “Spotlight” koleksiyonu iddialı ve çekici.
Diğer taraftan kendi markanız için de çalışmalarınız devam ediyor mu? İkisini bir arada götürmek zor oluyor mu sizin için? 
Evet devam ediyor. Benim zaten yaptığım danışmanlıkların kendi markama bir yansıması yok. Ben daha çok Couture ağırlıklı çalışıyorum. Kendi markam için defile hazırlıklarına hala devam ediyoruz.  En son bir Haute Couture defilesi yapmıştım; şimdi tekrar büyük bir defile yapmayı düşünüyorum. Couture defileleri moda haftalarında gösterilecek defileler olmuyor, çabuk yıpranıyor ürünler ve hazırlanışının, hizmetinin çok doğru olması gerekiyor. Bu sebeple moda haftasına katılamıyorum. Yine Ocak veya Şubat ayında bir Couture defilesi yapmak için hazırlıklara başladık.  Zaten o kadar yoğun bir dönem oldu ki, hem Mudo’yla, hem atölyeyle, hem de defileyle alakalı çalışmalarımıza devam ediyoruz. 
Peki Mudo’nun ‘Spotlight’ grubunda, ‘ Gamze Saraçoğlu’ndan esintiler görecek miyiz? Şık bir koleksiyon ve kendi markanızla benzeşen bir koleksiyon.. Bu bağlamda benzer çizgiler görebilecek miyiz acaba? 
Ben aslında hazır giyim yaptığım zaman kokteyl elbisesi yapıyorum; çünkü Couture ile hazır giyim arasında ciddi bir fark var. Benim Couture’ümün hazır giyimi biraz daha kokteyl elbiseleri.. O yüzden kendi tarzımın, kendi çizgimin olduğu bir kokteyl grubu var. Yani bakıldığı zaman benim imzam, benim detaylarım olduğu belli oluyor. Çünkü zaten biz bu konuda iddialıyız, özellikle atölye olarak da öyle biliniyoruz.  O yüzden böyle bir grubun da mutlaka Mudo’da olması gerektiğini düşündük. Bu grubu da koleksiyona ekledik. 
Genelde tasarımcılar markalarla iş birliği yapıyor, ama bu sadece bir kapsül koleksiyonundan ibaret oluyor. Kreatif direktörlük ise ciddi bir teklif.  Bütün bir koleksiyondan sorumlu olmayı getiriyor. Sizin bu konudaki görüşmeleriniz nasıl ortaya çıktı Mudo ile? Böyle bir kreatif direktörlük yapmayı düşünüyor muydunuz? 
Ben aslında danışmanlık yapan bir tasarımcıyım. Benim çok uzun bir zamandır danışmanlık yaptığım markalar var. Danışmanlık da her tasarımcının yaptığı, daha doğrusu tercih ettiği bir şey değil. Birazcık daha farklı disiplinleri olan bir süreç danışmanlık süreci. Karşıdaki markaya sorumluluğunuz var öncelikle; belli bir ciro getirmeniz gerekiyor, stilini değiştirmeniz gerekiyor, birçok alanda değişiklik yapmanız gerekiyor. Ve bu gerçekten çok emek isteyen bir şey. Kendi markamıza da yapıyoruz ama burada çok ciddi bir sorumluluğum var; her söylediğim şeyin altına imza atmam gerekiyor; yaptığım her şeyden de sorumluyum. Hızlı yapılacak ve kısa sürede yapılacak bir şey değil, uzun süreli yola çıkılacak bir iş bu.
Mudo’dan bana Ocak ayında bir teklif geldi. İlk başta koleksiyon mu yapalım, değişime de ihtiyacımız var, kreatif direktör olur musun gibi konuşmalar geçti. Türkiye’de kreatif direktörlük kavramı da pek yaygın bir şey değil.. Ve kabul ettik. İlk başta koleksiyonu değiştirdik, fit modeli, kesimlerimizi, kalıplarımızı değiştirdik; üreticilerimizi, kumaşlarımızı değiştirdik; vitrin çalışmalarımızı, imaj çekimlerini değiştirdik; ve bunun hepsini artık art ve kreatif direktör olarak görev almış oldum.  Kolay bir iş değil tabiî ki.. Çünkü kendi markamın zaten çok ciddi zorlukları var; bu kadar büyük bir markaya, bu kadar büyük bir değişimi bu kadar kısa sürede yapmak gerçekten zor bir süreç oldu. Ama benim hayatımda yaptığım en keyifli işlerden biri oldu; hem beni challenge etti, hem de Mudo gerçekten çok sevdiğim bir marka; herkesin Mudo’yla ilgili güzel bir anısı var.. O yüzden bu teklifi ilk aldığımda beni düşündüren tek şey zaman kısıtlaması oldu; onun dışında çok sıcak hissettim ilk andan itibaren. Onlar da bana bu değişiklikleri yap diye gelmedi; sen markayı gör ve ne gerekiyorsa yap denildi. İyi bir koleksiyon istediklerini söylediler. Ama tabii bir tasarımcı olarak, bir koleksiyona dokunmakla olmuyor, üretimiyle, baskısıyla vs. her şeyi ile ilgilenmek gerekiyor. Bu sebeple böyle bir yola girdik. 
Vitrin tasarımları için de Beliz Sarıyer ile anlaşmışsınız sanırım.. Bu da sizin fikriniz miydi?
Evet imaj çalışmasındaki kişileri de, vitrin tasarımındaki kişileri de ekibe ben dahil ettim. Beliz Sarıyer çalışmalarını çok beğendiğim biri.. Onunla çalışmaktan da çok mutluyuz.
Peki Mudo ve Gamze Saraçoğlu birlikteliği devam edecek mi; yoksa tek sezonluk bir anlaşma mıydı? 
Mudo ile uzun süreli bir anlaşmamız var. Gelecek sezonlarda da Mudo’nun kreatif direktörlüğünde beni göreceksiniz.
Biraz da sezona yönelik bilgi alalım sizden.. Nedir bu sezon öne çıkanlar? Herhangi bir doku, aksesuar vs. var mı?
Aslında bu kış 70’ler trendi çok ciddi bir şekilde geliyor. Bu 70’ler trendini bir sonraki yazda da çok net bir şekilde hissedeceğiz; o yüzden güderi, süet gibi dokulardan bir sürü ürün hayatımıza giriyor.
Birazcık da sokak modasının yeni kodlanan kadınının rahatlığı ile alakalı, uyumsuzlukla alakalı bir trend var. Aslında artık çok uyumlu olmasına bakmıyoruz ürünlerin, biraz daha kendi süzgeçimizden geçirerek, daha kendimize ait bir parça olarak kullanmayı seviyoruz. Bu sebeple biraz uyumsuzluktan da bahsedebiliriz.
Çok ciddi bir çiçekli ve çizgili baskıların olduğu bir dönem yaşayacağız. Formlarımız biraz daha A-line, minimal formlar; İspanyol paça inanılmaz şekilde geri döndü. Biraz daha modern ama maskülen, 70’ler havasında yaşayacağımız bir dönem olacak. Ama benim çok beğendiğim trendlerin birleştiği bir dönem bu. O yüzden çok güzel ve keyifli bir sezon geçireceğimizi düşünüyorum moda adına. 

INSTAGRAM

SOSYAL MEDYADA BİZ

58,698BeğenenlerBeğen
50,163TakipçilerTakip Et
879TakipçilerTakip Et
6,728TakipçilerTakip Et
1,569AboneAbone Ol

TAROT FALI