Mina Feingold ünlü bir Fransız heykeltıraş. Onu katıldığı sergiler, yaptığı çalışmalarla tanımıyorsanız bile çok yakında tanıyacaksınız. Çünkü Feingold, boyu 8 metreyi bulan Derviş (Derwich) heykeliyle sanat camiasında çok konuşuluyor.
Türkiye ile tanışıklığı yaklaşık 25 yıl önceye dayanan Mina Feingold, Alanya, Antalya ve İstanbul’a çeşitli sebeplerle tatil için gelmiş. Ama son dönemdeki ziyaretleri daha çok işle ilgili. Feingold, özellikle doğup büyüdüğü ve yaşadığı ülke olan Fransa’da sanat camiasının yakından tanıdığı bir isim, bir heykeltıraş. Özellikle insan figürleri üzerinde uzmanlaşan Feingold’un son eseri de yine insan… Bu kez bizden biri. Bir derviş.
Televizyonda dervişlerle ilgili bir film izledikten sonra dervişler, hayatları, yaşam felsefeleri, sema gösterilerine ilgi duyan sanatçı üç senelik bir çalışma ve araştırmanın sonucunda boyu 8 metreyi bulan Derviş (Derwich) heykeliyle gündemde.
Sayılı günler için geldiği İstanbul’da Mina Feingold ile son eseri hakkında konuştuk… Bakın neler anlattı…
Türkiye’yi Fransız bir sanatçı olarak nasıl değerlendirirsiniz?
Türk insanını zaten biliyordum. Daha modern, daha sıcak ve farklı şeyleri giyimde, sanatta, yaşamda bir araya getirmeyi seven insanlar, belki de o yüzden yabancılık çekmiyorul. Kozmopolit bir yaşam var.
İstanbul’da nereleri seviyorsunuz?
İstanbul’a geldiğimde Kapalıçarşı’da vakit geçirmeyi çok seviyorum. Çünkü sürekli bir hareket ve bin bir çeşit renk var.
Mevlana ile tanışmanız nasıl?
Üç sene evvel dervişlerle ilgili bir film izlemiştim. Uzun zaman sadece onlarla ilgili okudum, araştırdım. Bir gün geldi bu konu hakkında çalışmam gerektiğini anladım ve Derviş ortaya çıktı. Filozofisi ve mistisizm bağlantısı da beni çok etkiledi diyebilirim.
Bu konuyla ilgili okunan ve seyredilen şeyler hayatınızı da etkiledi mi?
Etkilememesi mümkün değildi. Hayata bakış açım bile tamamen değişti diyebilirim. Düşünce tarzımızda, hayat şeklimizde büyük paralellikler, benzerlikler var. Ben her zaman enerjiyi aradım durdum. İnsanlarda, mekanlarda vs. arayışım sürdü. Dervişin sürekli dönmesine rağmen düşmemesi, dengeyi ve huzuru bulması beni en çok etkileyen konulardan biri.
Fransa’da yaşayan Musevi bir sanatçı olarak eleştiri almadınız mı?
Başta problem olabileceğini, sorun çıkaranların olacağını söylemişlerdi ama şimdiye kadar bir sorun yaşamadım. Sadece bilmeyenlere anlatmakta zorlanıyorum. Zaten bence sanatta politika olmaz. Ortak bir dil vardır. Çalışabileceğim bu kadar konu varken neden dervişler üzerine çalıştığımı çok kişi soruyor. Onlara onların inançlarını, enerjilerini anlatıyorum, anlatmaya çalışıyorum. O zaman başka bir gözle bakıyorlar.
Peki siz Sema dönüşünü denediniz mi?
Denedim ve itiraf etmeliyim ki beceremedim… Çok çalışmak gerek. Bir dervişle çalışıp öğrenmek isterdim…
Sizin dervişiniz nasıl bir derviş?
Rezineden yaptım. Üç ayrı boyuttu çalıştım. 50 cm. lik en küçük derviş ile başladım. Sonra 1 metre 20 cm. lik bir bronz dervişle devam ettim. Son olarak 8 metrelik bu dervişi yaptım. Bu kadar büyük bir heykeli çalışacak, saklayacak, koruyacak ve sergileyecek yeri bile bulmak çok zordu. Dünyanın en büyük derviş heykeli oldu. Aslında şimdiye kadar Paris’de yapılmış en büyük heykelin altı buçuk metre olduğunu düşünürsek, Paris’in de en büyük heykeli diyebiliriz. Parça parça yapıp sonra birleştirdim. Küçük olarak başladım altı katına kadar büyüttüm. Bana yardımcı olan dört kişilik bir ekibim vardı. Tüm mesaimi bu işe ayırdım. En büyük derviş çalışmamı üç buçuk ayda tamamlayabildim.
Hedefiniz ne?
Üç aylığına burada sergilemek istiyorum. Tabii sigorta ve transfer için sponsor ayarlamam gerek. Bu dervişin malzemesi rezine. Eğer bir müşteri bulursam ve heykelin bronzdan olmasını isterse, gerekirse aylarca burada kalıp bronz dervişi tamamlamaya da kararlıyım. Bronzun ölümsüz ve kaliteli olduğunu düşünürsek etkisi de bambaşka olacaktır.
GÜNLÜK TAROT FALINIZ
