Okan Bayülgen Medya Arkası olmuş

Okan Bayülgen’in yaptığı Disko Kralı programını son günlerde hiç izlediniz mi? İzlediyseniz, bir de uzun bir aradan sonra ilk kez izlediyseniz kesinlikle artık onun da “Medya Arkası” materyaline dönüştüğünü fark etmişsinizdir.

Cumartesi geceki bölümdü… Bir gün önce olanlar kısa kısa geçiyordu.

Özetle isminin Yelda olduğunu öğrendiğimiz, yeteneğiyle programdan saygı görmeyi başaramayan şarkıcı ile Okan Bayülgen bir türlü anlaşamıyorlardı. Programın sahibi Okan Bayülgen de, karşısındakinin bir kadın, kendisinin bir erkek olduğunu unutarak konuğunun üstüne keyifle gidiyor, ardı ardına yaptığı şiddet çağrıştıran espirilerle kahkaha topluyordu.

Kadınların ezildiği, hangi sosyal sınıfa ait olursa olsun dayak yediği, çok ağır duygusal ve fiziksel şiddete maruz kaldığı, hala küçük yaşlarda büyük baş hayvan karşılığı takas edildiği topraklarda yaşıyoruz.

Yeni baba olmuş eğitimli bir adam, evladının geleceğini paylaşacağı gençlere bu kaba saba hareketlerin alkış toplayacağı mesajını nasıl verebilir?

Orada kalsa yine iyi. Okan Bayülgen Yelda isimli şarkıcıya daha fazla tahammül edemedi. Ayağa kalktı. Masanın üzerine çıktı. Elinde bir testere vardı. Yelda’ya doğru elinde testereyle yürüdü. Ve masanın üzerinde diz çöküp masanın Yelda’nın yanında kalan kısmını testereyle kesti. Tekrar ayağa kalktı. Alkışlar arasında masanın üstünde yürüyerek yerine döndü.

Yelda da alkışlıyordu. Ama burada Yelda’nın zekası ve tavırları değil mesele. Yelda davet edildiği platformda kendini göstermeye çalışan biri sadece. Burada, mesele Türkiye’nin en büyük televizyonlarından birinde uzun yıllardır gençlere özel yayın yapan bir adamın, bu hareketi programına yeni fikir olarak bulup kasıla kasıla uygulaması.

Türkiye daha birkaç ay önce bir vahşinin testereyle genç bir kızın başını kesmesiyle sarsılmadı mı? Bu programa konsept bulma masasında bu olayı kimsecikler hatırlayıp “Abi, iyi diyorsun da Münevver?” diyemedi mi? Testere espirisi zamanlamanın kötülüğüne rağmen vazgeçilemeyecek kadar komik mi geldi yoksa ekibe?

Anlaşılan her bölüm bu iğrenç testere “espirisi” devam ediyor. Okan sinir olduklarının önüne gelip masayı testereyle kesiyor. Üstelik Okan Bey’e yetmemiş cinayet testeresi, elektriklisinden ısmarlamış. Eli kulağındadır.

Talk show yapmak kolay değil. Bir sürü haddinden şişkin ego geliyor talk showcunun karşısına oturuyor. Bazen eğlenceli olmuyorlar, bazen kasılıp kalıyorlar, bazen adamı sinir ediyorlar. Bir şekilde eğlenmek lazım. David Letterman öreğin sık sık konuklarına sinir olur. Yüzü ekşir bazen, o segment bitene kadar bir daha gülümsemez. Jay Leno, Conan O’Brien katiyen nezaketlerini bozmazlar… Ama bu yüzden onları bir tek  iyiyle kötüyü yeni ayırt etmeye başlayan, ilk defa gördükleri marjinalliklere hayran olan, tuvalet espirilerine gülecek yaştakiler değil, tüm dünya izler.

Programın konuklarından Nadide Sultan, 10 yıl önce göğüsleriyle ilgili Okan Bayülgen ve ekibinin yaptığı espirinin kendisini ne kadar kırdığını anlattı. Okan Bayülgen de dedi ki “Böyle salakça bir espiriyi nasıl yapmışız.” Bla bla bla…

Aynı yontulmamış ruh aynen devam halbuki. 10 yıl sonra belki bunu hatırlayacak. O zaman Yelda’yı çağırıp sarmaş dolaş dostluk pozları atacaklar. Burada bizi ilgilendiren, sizin iki kişilik pişmanlıklarınız, aflarınız, özürleriniz değil. Bir adam eğer ulusal bir televizyon kanalında uzun yıllar yaptığı programa izleyici profili olarak milyonlarca genç beyini seçmişse, onlara en azından zarar vermemesini beklersiniz. Keşke Okan Bayülgen’in her programından sonra bir doz da Beyaz koysalar. Nezaket, parlak espiri ve insaniyet kantarını anca dengeler.