Doğu Anadolu Bölgesi’nde, devletin iki dudağı arasından çıkacak kelimelere muhtaç bir aşk hikayesi…
Güçlü ve yalnız olmanın, sevdiğinin yolunu beklemenin kusur sayıldığı; zorlu köy hayatında güzelliği ve yalnızlığıyla ayakta kalmaya çalışan, mücadeleci bir kadın: Sada…
Af söylentilerinin peşinden koşarken tanıştığı avukat, İstanbul’daki zengin ailesini zorunlu bırakıp, kendisine mütevazı bir yaşam kuran köy öğretmeni, adını karalayan, onu sinsice izleyen bir takım kasabalı ve bütün yaşama umudunu bir mektupla elinden alan hapisteki sevdalısı… Sada için yaşam çemberi zaman zaman daralıp zaman zaman genişlerken değişmeyen tek gerçek, yalnızlığı…
“Siz ne kadar yalnız kalabilirdiniz?”
Bu soruyla sıklıkla karşılaşacak ve Sada’nın çevresinde gelişen olaylara tepkisiz kalamayacaksınız.
Eğer hiç aşık olmadıysanız bu kitap sizi bir hayli yorabilir…