Ana SayfaRöportajTrendus Özel Röportaj: Aret Vartanyan

Trendus Özel Röportaj: Aret Vartanyan

İlk yazınızı kaç yaşında yazdınız? Ve tabi ki bunları duyurmaya nasıl karar verdiniz?

7 yaşındaydım ve kitap alabilmek için para kazanmam gerekiyordu. Hikayeler yazıp bunları zımbalayarak, tutkalla yapıştırıp ciltleyerek satıyordum. Biraz fazla emek gerektiriyordu. Çünkü her hikaye tek kopyaydı ve el yazısıyla yazılıyordu:) 20`li yaşlarda gazetelerin okur köşelerinden başladım. Sonra eklerde yazılarım yayınlanmaya başladı ve 2000 yılında da kendi web sitemi kurarak paylaşmaya başladım. 

“Yazar olmak için değil, kendimi ifade etmek için yazıyorum” diyorsunuz, yazdıklarınızla insanlara akıl ya da öğüt mü vermek istiyorsunuz?

Hayır. Sorunun ilk kısmında olduğu gibi kendimi ifade ediyorum. Hiç kimse hiç kimseye bir şey öğretemez. Kaynak alıcıyı bilemez. Ben yaşadıklarımdan süzdüklerimi, ruhumla ve hayal gücümle bütünleyerek yazmayı seçtim. Ancak son yıllarda yüzbinlerce insan ile Yaşam Atölyesi çatısı altında çalışınca, o hikayeler de bana karıştı. Sonuçta, içimde her ne varsa, aldığım nefesten her ne kalıyorsa, onları kelimelere dökerek ifade ediyorum. Benim kendimi ifade etme aracım yazı. Benim meli malı ile biten cümlelerim yok. Kalıplar, şablonlar, akıl vermek hiç değil. Bugün milyonlarca okuruma sunabildiğim tek şey Ben. Ne mutlu ki, yüreğim milyonlarca yürekte bir yansıma buluyor ki bunun bir tarifi yok. 

Yaşam atölyesinden bahsedelim biraz. Yaşam atölyesi nasıl başladı?

2008 yılında beş kişi ile başladı. Bugün 257 bin katılımcısı, 1,4 milyon üyesiyle Türkiye`nin ilk ve tek Kişisel Dönüşüm Akademisi ve yakında dünyaya açılıyor. Ancak bu sonuç benim için bir yan sonuç. Önemli olan insanların yüreklerine dokunabilmiş, hayatlarında fark yaratabilmiş olmaktı. İlk buluşmayı hatırlıyorum. Sadece konuşmak, paylaşmak istemiştim. Gördüğüm gerçekleri, yaptığım çalışmaları yüz yüze paylaşmaktı amacım. O ilk günkü ruh, hiç eksilmeden bugün de devam ediyor. Benim için önemli olan da bu. Bir de o dönemde Kişisel Gelişim furyası başlamıştı. İyi profesyonellerin yanında gerçekten insana hiçbir şey katmayan, hatta eksilten uygulama ve çalışmaları gördüğümde adeta müdahale etmek istedim. Bugün de aynı trend artarak devam ediyor. Ancak, guru olmak, koç olmak, ben işi çözdüm demek iş değil. Ben kendimi hiçbir tanımlamanın içine sokmuyorum, kaldı ki tanımlayamıyorum, tanımlamaktan da kaçıyorum.  Son nefese kadar da öğrenmek, değişmek ve hayatı keşfetmek devam edecek. 

Şu an yaşam atölyesinde nasıl bir noktadasınız ve bundan sonraki hedefleriniz, projeleriniz neler?

Yaşam Atölyesi, yukarıda belirttiğim sayılara ulaşınca artık İstanbul`a sığmadı. İnsanın olduğu her yer Yaşam Atölyesi`nin buluşma noktası. Artık ülke geneline ve yurtdışına açılma zamanı geldi. Bunu yapabilmek için de Türkiye`nin en güçlü altyapıya sahip eğitim programını Kadir Has üniversitesi ile birlikte oluşturduk. Titizlikle seçilen adaylarımızla uzun soluklu bir çalışmanın ardından, Yaşam Atölyesi`nin Kişisel Dönüşüm Danışmanları yetişiyor. Farklı illere ve yurtdışına Yaşam Atölyesi`ni taşıyacak olanlar da onlar. Her yıl 48 aday kabul ediyoruz. Bir diğer açılım da iş dünyasına yönelik oldu. Şirketlerde insanlardan oluşuyor ve mevcut sistem tıkandı. Kurumlara getirdiğimiz sıradışı programlarla iş dünyasında değişimin, gerçek anlamda insan odaklı anlayışın yerleşmesi için çalışıyoruz. Son bir şey de yelpazeyi genişletiyoruz. Kişinin kendini tanıması, üzerine bir şeyler koyması, edebiyat, sanat, felsefe olmadan mümkün değil. O yüzden de geniş bir yelpazeye yayılan workshoplarla döngüyü tamamlıyoruz. 

Neden kişisel dönüşüm?

Bize hep bir şeyler olmamız, daha güçlü olmamız, sürekli gelişmemiz gerektiği çocukluğumuzdan itibaren empoze ediliyor. Ancak kendimi tanımadan, bilmeden ve en önemlisi bana, hamuruma uygun yaşamı dizayne etmeden aradıklarımı bulma, hatta insan olarak yaşama şansım yok. İnsanlık bunu yapamadığı için kendinden vazgeçti. Olduğumuzdan farklı bir şey olmaya çalışmak bizi tüketiyor. Her insan değerli, özel ve tek. Bu gerçekten vazgeçip herkesin işaret ettiği biri olmak ve ortak çizilmiş bir hayat amacına yürümek bugünkü mutsuz insanı yaratıyor. Kendini bilmeden, tanımadan, içeriyi halletmeden dışarıda bulabileceğimiz bir şey yok. O yüzden önce Kişisel Dönüşüm. Sonrası zaten kolay.

Yazarken de konuşurken de aynısınız, nasıl bu kadar rahat konuşabiliyorsunuz? Bu konuda kendinizi geliştirdiğiniz alanlar oldu mu?

Yok geliştirdiğim bir alan olmadı. Hatta zaman zaman hızlı konuştuğum söylenir. Neyse o, neysek o:) İçimden geldiği gibi, o anda neyi nasıl paylaşmak istiyorsam paylaşıyorum. Zaten yaşamımın mottolarından biri alışmadık sırtta gömlek durmaz:) O yüzden de olduğum gibiyim. 

Aşktan bahsedelim biraz, doğru insan var mıdır? Varsa bulduğumuzu nasıl anlarız?

Bence doğru insandan önce, ne aradığımızı bilmek gerekiyor. Nasıl bir ilişki yaşamak istiyorum, aşk benim için ne ifade ediyor? Her birimizin ilişkiden, aşktan anladığı ve beklediği farklı. İlk önce kendimi bilerek, bir ilişkiden, aşktan ne beklediğimi bilerek yola çıkmam önemli. Zaten bunları bulabiliyor ve istediğim ilişkiyi yaşayabiliyorsam doğru insanı bulmuşum demektir. Yani doğru insan, benim istediğim ilişkiyi yaşayabildiğim insandır. Herkesin ilişkisi kendine. Topluma, çevreye, mahalleye bakarak ilişki yaşanmaz. Bir ilişki sana iyi geliyorsa iyidir, iyi gelmiyorsa iyi değildir. 

Bir ilişkinin uzun vadeli olup olmadığını nasıl anlarız?

Ne önemi var? Yani biz ilişkiye illa ki uzun soluklu olması için mi başlıyoruz. Şirket ortaklığı yapmıyoruz ki. İlişkimde aradıklarımı bulduğum, hissetmek istediklerimi hissettiğim sürece ilişkinin değeri var. Uzun sürüyorsa uzundur, kısa sürüyorsa kısa. 

Son olarak her insanın hayatında zorluklar var ve bazen hayattan kopma noktasına geliyorlar onlara nasıl bir öneriniz var?

İlk önce başkaları ne der, ne düşünürden kurtulmamız gerekiyor. Birçok insanın hayali bile kendi hayali değil. Ailesinin beklentileri, çevrenin beklentileri. En temelde de sevilmek, sayılmak, değerli olmak için toplumun koyduğu hedefleri başarmamız gerektiğine inanıyoruz. Neden? Çok para kazanamayabilirim, kartvizitimde şatafatlı ünvanlar yazmayabilir ama çok mutlu ve huzurlu yaşayabilirim. Ya da maceranın peşinden gidebilirim. Her birimizin hamuru doğrultusunda hayallerimiz de, yapmak istediklerimiz de farklıyken biz bir kalıba girmeye çalışıyoruz. Mutsuzluğun, hayattan kopma noktasına gelmemizin nedeni de bu zaten. Sen, sen olduğunda varsın. Başkaları seni başarısız görsünler. Bir tek hayatımız var bu bedende onu nasıl yaşayacağımıza da kendimiz karar vermezsek nasıl olacak bu iş. İnsan olduğumuzu unutmadan, en temel değerleri unutmadan. İlk soru şu. Ben gerçekten nasıl yaşamak istiyorum, ne yapmak istiyorum. Mevcut koşullara bakmadan bu soruyu cevaplamak gerekiyor. Sonraki süreç koşulları inançla gitmek istediğim yöne göre değiştirebilmek. Ben her gün insanların mucize dediği şeylere tanık oluyorum ve inanın mucize falan değil. Sadece kararlılıkla ve inançla yaşamak istediğin hayata yönelmek. Sen olarak, sen gibi. 

Eklemek istedikleriniz var mı?

Sana kimse seni veremez. Yaşam, yaşayarak öğrenilir. Şimdi nereye dönsek yaşamı vadeden gurular var:) Kahkaha yogası bile var. Tam bir pazarlama trendi. Abidik gubidik bir şey bulalım, insanların hayatını değiştirelim. Keşke bu kadar kolay olsaydı. İyi ki de değil. Zira hayat, yaşanmak için var. Denemeden, hata yapmadan, düşmeden elde edilecek ne var? Biz kaçıyoruz. Kaçma. Yaşamak istediğin hayatı yarat. Yaratırken de acı da olur, engeller de olur. Hepsi var. Dağcıları düşün. Dağın zirvesine asansörle ya da asfalt bir yolla çıkmanın ne anlamı var? Öyle olsaydı herkesin gördüğü bir manzara olurdu. Dağcı bir çok engeli aşıyor ve gizli manzarayı buluyor. Günün sonunda neyle neyi satın alıyorsun? İmparator olsan ne olacak paylaşacağı biri yoksa, çok zengin olsan ne olacak huzurla uyuyamıyorsan. Hayat ne çok uzun ne çok kısa. Ancak sadece sen gibi yaşandığında değerli. Milyonlarca sahtenin içinde sen gerçek kal. 

INSTAGRAM

SOSYAL MEDYADA BİZ

58,698BeğenenlerBeğen
50,163TakipçilerTakip Et
879TakipçilerTakip Et
6,728TakipçilerTakip Et
1,569AboneAbone Ol

TAROT FALI