Son yıllarda cebimizde ne çok şey taşır olduk. Erkeklerin her zaman bu olayı vardı ama onların da iş yükü arttı artık. Telefonlar büyüdü cepler aynı, kartlar çoğaldı cüzdanlar kalınlaştı ama cepler yine aynı. Anahtarıydı, bozuk paralarıydı, yok onu onunla yan yana koymamalı derken iş çığırından çıktı. Sanırım pantolonlardaki, montlardaki..vs. cep sayısı artırılmalı, madem çanta taşımıyorlar… Ama o azıcık cepler bile defalarca kontrol ediliyor ya.. Tüm eller şöööyle bir üstünden geçiyor ‘pat pat pat’… 100 kontrolün yarısında ise ‘nedense’ mutlaka bir eksik çıkıyor.
KADINLARDA DURUM
Aahh ya biz kadınlar… O koskoca çantadan küçücük bir ruj çıkarmak, petrol bulmak gibi bir şey değil mi? Derine daha derine olmadı daha derine derken çanta bir anda dipsiz bir kuyuya dönüşüyor. Tüm kol, ta omuzuna kadar içerde ama yok arkadaş o ruj hiçbir yerde yok. Ve fakat mecbur onu bulmak zorundasın yoksa o bembeyaz dudaklarla yaşanmaz ki. İşin kötüsü her seferinde eline ruj boyutlarında bir şey gelir ya hani, ve sende buldum diye sevinip çıkarırsın onu, sonra yeniden başlamak zorunda kalırsın arama kurtarma çalışmasına… İşimiz çok zor gerçekten ama tarihi bu kadar eskiye dayanan bir aksesuvarı almadan da olmaz ki. Mesela gördüğünüz şu pembe Zara çanta, nasıl da masum nasıl da sevimli. İçine attıklarını bulamayacağını bilsen de, ‘beni evine al’ diye yalvaran sevimli bir köpek yavrusuna ne kadar dayanabilirsin ki?
GÜNLÜK TAROT FALINIZ
