21 Aralık ta ne olacak? Son 6 aydır tüm dünyada en gündemde olan bir konu ve soru olmakla beraber USA Başkanlık seçimini bile gölgede bıraktı. Ve bu aşırı ilgi pompalanarak Kıyamet Fenomenini doğurdu, toplumlarda gereksiz panik etkisi yaratarak bazı çevrelerin rant çıkarlarına dolaylı dolaysız destek vermiş oldular.
Günümüz yaşam mücadelesi iş, aile ve eğitim hayatımızdaki stres faktörü ister büyük kentlerde ister taşrada yaşasın, çoğu insanın üzerinde psikolojik bir baskı oluşturdu. Reel hayatın bu zorlu sürecine dayanamayan kitlelerin kaçışı için bir sebep ve fantastik bir kapının açılmasına da fırsat doğurdu.
1999 senesinde de bir milenyumun bitişi için varsayılan bu tarih sonrasında da kıyamet senaryoları yazılıp çizildikten sonra 2000`li yılları yaşadığımız bu günlere gelene dek tüm bu saplantıların aslında bilinçaltında kurguladığımız ve esiri olduğumuz bir rakamsal fetişizmin ötesinde olmayan gayri ciddi bir hurafenin tanığı olmuştuk. İddia ediyorum içiniz rahat olsun 22 Aralık tan sonra bu hengame de yerini tarihin tozlu sayfalarına bırakacaktır. Biz insanları ayakta tutan en büyük destek ne olursa olsun güzelliği ve çirkinliklerine rağmen hayatı, yaşamayı sevmek ve ona dört bir elle sarılmak olgusudur. Bu dünyanın ve hayatın bize bahşettiği güzel değerleri ve sırları daha henüz yeni keşfetmeye başlamışken bu çaresizlik ve hep bir son arayışına anlam vermek tehlikeli bir paranoyadır. Ölüm ve değişimi hayatın içinde her gün bire bir yaşıyor ve tanık oluyoruz zaten, insanlara bambaşka bir pencere açmak ve onların içini farklı bir ışık kaynağı ile doldurup coşku vermek geleceğe kuvvetli bir harç katmak ulvi ve erdemli bir davranış olacaktır.
Maya takvimine göre dünyanın/evrenin bir kıyamete maruz kalmasını iddia etmek zekadan mantıktan uzak bir demogojiden ibarettir. 3500 sene önceki hesaplama ne kadar sağlıklıdır? O zamanlarda ileri teknoloji yoktu dolayısıyla zamanı takip edecek bir saat sisteminden de bi haberdiler. Takvimleri şu anki global kullanılan jülyen takvimine de uymadığına göre 21.12.2012 tarihinin elle tutulur gözle görülür mantıksal bir ispatından söz edilemez. Mayalar güneş sisteminde dünyanın bir döngüyü belli bir süreçte tamamlayıp yeni bir evrenin başlangıcına işaret etmekteydiler ve o zamanda sadece kendi medeniyetlerinin varlığına inanıyorlardı. O kadar gelişmiş bir önsezi ve dünya görüşlerine hakim olsalardı şimdi maya uygarlığı dünyaya hakim olan ve tüm dünya toplumlarının takip ettiği önder bir devlete dönüşmüş olurlardı. Lakin onların da bir hastalığı olan Kıyamet Sendromu bu toplumu içten içe kemiren ve neredeyse yok olmasına sebep olan sonucu meydana getirdi.
Musevi, Hristiyan ve İslam dinlerinde Kıyamet teması her zaman için öncelikli bir motif olmuştur ve bu dinlerin mensupları varolan hayat düzenlerini iyileştirme ve ilerlemek yerine her zaman için kıyametle meşgul olmuşlar ve bu durum bir takım kötü niyetli insanların ve grupların maddi olarak hanesine kazanç olarak yansımıştır. Dünyanın birçok ülkesinde bazı arazi simsarları bu cehaletin üzerinden milyonlarca dolar vurgun yapıyorlar; eğitimlisi eğitimsizi, zengini orta gelirlisi ellerinde avuçlarında ne var bu paranoya uğruna feda ediyorlar.
Tanrının bize bahşettiği en büyük değer olan akıl ve vicdan mekanizmasının dışında hareketin peşinde gitmeye devam edip gündemimiz bu tarz boş saçmalıklarla doldurmaya devam edersek inanın gelecek sene uğursuzluğun sembolü olmuş 13 rakamı fetişizmi ile günahsız 2013 senesinin üzerinden de aynı yaygarayı kopartmaya devam edeceğiz.
Bilginin Huzurun Kanatları Altında Yaşama Sevinci Esenliğiyle…
GÜNLÜK TAROT FALINIZ
