Coco Chanel der ki : " Moda sadece giysilerde var olan bir şey değildir. Moda gökyüzündedir, sokaklardadır…".
Moda, burnu havada tavrından vazgeçmeyi yakın zamanda öğrenmeye başlamış, kendi boynuna geçirdiği zincirlerinden kurtulmanın vaktinin geldiğini anlamıştı. Bunu bana en çok hissettiren yerler sokaklar oldu. Stil artık vitrinlerin bir adım ötesine geçip yaşan vücutlardaki yerini aldı. Modanın sokaklarla yaşadığı bu acemilik döneminde ise dergiler, moda blogları ve uygun fiyatlı, çok çeşitli mağazalar onun en büyük destekçisi oldu.
Şimdi yolda yürürken " Sen az önce yanımdan geçmedin mi?" sorusunu akla getiren benzer stiller yerine kendini sonsuz bir stil karmasının içinde hissetmek gerçekten güzel bir duygu. Bu gördüğüm karma, çektiğim her fotoğrafta ayrı bir hikaye çıkartıyor karşıma. Bu bağımsızlık, kişilerin sokaklarda yansıttığı özgürlük, modanın canını yaksa da gerçekleri görmesine sebep oldu. Çünkü o, süzen bakışların, kabul görmenin, sıfır bedenlerin, bilinen otoritelerin arasında büyüdü ama asıl doğduğu yeri unuttuğunun farkında değildi.
Sokaklar uyumsuzluğun ahenkli olduğu, kültürlerin birbiriyle harmanlandığı, kişilerin değil kişiliklerin yürüdüğü sonsuz bir alan. Markalar, fiyatlar, kumaşlar, aksesuarlar bu sonsuzluğun içinde birbirine karışıp gidiyor. Bu durum önceden çok sıradandı kimse kimsenin ne giydiği ile ilgilenmezdi. Elbette güzel ülkemin belirli yerlerinde " Aynı tarz giyinmemek suçtur, diğer kişilerden ayırt edilebilecek stillere sahip insanlar, süzen bakışlarla ve kulaktan kulağa fısıldamalarla cezalandırılacaktır." kuralı olsa da, sokaklar o kadar dikkat çekmiyordu.
Vintage kültürü, dergilerin sokak modası fotoğraflarına yer vermeye başlaması, moda bloglarının bir anda patlamasıyla birlikte durum oldukça değişti.
Artık kızlar kendini mağazalara atmadan önce anneannesinin dolabına koşuyor, satın alınan kıyafetler ise evde makas ve renkli iplerin arasından geçiyor. İnsanlar aldıkları şey ne olursa olsun kendinden bir parça katmayı ihmal etmiyor ve bu sayede herkesin sahip olabileceği bir şey kişinin tek eline geçiyor.
Her farklı bakış açısı, yapılan değişikliklerde ve kombinasyonlarda kendini gösteriyor.Bütün bunların sonunda ise tasarımcıların ilham perileri birer birer sahnede yani sokakta görünmeye başlıyor.
Elbette sınırlarını kaybetmemek için direnenler, modayı görünmez zincirlerle kendi bakış açılarında sabitlemeye çalışanlar var. Fakat her geçen gün bu güç savaşı biraz daha etkisini yitiriyor ve inanıyorum ki bir gün moda bütün tutsaklığından kurtulup ait olduğu yere,gökyüzüne ve sokaklara dönecek.
GÜNLÜK TAROT FALINIZ
