Tatile çıkma, çıkabilme şansını yakalayan azınlıktan biri olarak ne diyebilirim ki…Tatil yılın en sevdiğim dönemi. (hele ki sevdiklerimle çıkabiliyorsam)… Tatil, geçen yıllar ve artan sorumluluklarla beraber sakinliği, dinginliği, huzuru bulabilme adresim… Aslında son yıllarda bu tatilin tek bir adresi var: Gümüşlük…
Bikini ve mayo gösterme sevdalılarının, fotoğrafçılara görünme telaşıyla podyuma çıkar gibi sahile inenlerin, dibi görünmeyen pis denizlerin, gündeme çıkmak isteyenlerin çok ama çok uzağında bir adres Gümüşlük… Bodrum`un hem içinde hem dışında… İçinde çünkü hayatın tüm güzelliklerini ve keyfini yaşayabiliyorsunuz… ( Limon`da güneşi batırmak, pazarında doğal otları ilk ağızdan koklamak, keyifli bir akşamda Mimoza`da rakı-balık keyfi yapmak, sahilinde gece- gündüz çıplak ayaklarla yürümek hatta koşmak) Dışında çünkü istemezsen gece kulüplerinden, yüksek sesle çalan müzikten, kuru kalabalıktan uzak durabiliyorsunuz. Daha bakir, daha korunaklı, daha bozulmamış…
Bu sene bayıltan İstanbul sıcaklarına, metro veya otobüste yanıma düşen kokuşmuş yurdum insanına, trafiğe, basın toplantılarına, yetişmesi gereken yazılara vesaire vesaire biraz uzun bir süre ara vereceğim (bir ay kadar)…
Bu sene o bir aylık tatilde kısmetse kendimi tamamen “reset”leyip, arınarak geriye dönmeyi planlıyorum…Yeni kararlara, yeni koşturmalara, yeni başlangıçlara enerji toplamayı bekliyorum… Güneşi evimin terasında batırmak, yeni günle ilgili hayallerimi ve beklentilerimi yine terasta begonviller ve kuş sesleri eşliğinde kurmak istiyorum… Maviye doymanın, makyaj yapmadan bir şort- bluzla günü geçirmenin, geçirebilmenin keyfine varmayı hedefliyorum… Kısaca o ünlü köşe yazarları gibi bir süreliğine yazılarıma ara veriyorum… PEMRA tatilde… PEMRA çocuklarıyla Gümüşlük`de…
FOTOĞRAF: MEHMET YAVUZ ABASIYANIK
GÜNLÜK TAROT FALINIZ
