Güneş artık eskisi kadar yüzünü göstermiyor… İncecik elbiseler, parmak arası terliklerin verdiği rahatlık yetmiyor… Vitrinlerde kışlık elbiseler, raflarda sonbahar koleksiyonlarından örnekler, manavlarda kış sebzeleri, okulların açılma telaşı, yıllık izinlere doyamama… Daha dün 2010 yılına nasıl gireceğimizi düşünürken hafiften 2011 için planlar yapmaya bile başladık.
Hayat koşturması, günlük telaşlar, sıkıntılar, beklentiler, umutlar arasında bir yaz sezonunu daha geride bırakıyoruz. Kimimiz geçen ayların bize neler getirdiğini veya götürdüğünün muhasebesini yaparken kimimiz rotamızı yarına çevirdi bile.
Deniz- güneş, aile, dinlenme, yeme- içme, teknolojiden uzak durup bol kitap okuma ile geçen bir aylık tatilden sonra işe dönmüş biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki güzel şeylere doyulmuyor. Nasıl büyüklerimizin dediği gibi uyku uykuyu getiriyorsa tatilde tatili getiriyor. Sakinlik, sakinliği aratıyor. Durağan hayata bir süre sonra alışıyor, günleriniz birbirine karışıyor, kimi zaman hangi günü yaşadığınızı bile unutabiliyorsunuz.
Sanki sabahın köründe çocukların okula gitmesiyle gününe başlayan, kimi zaman toplantılar, yetişmesi gereken yazılar, girmesi gereken haberler, koşturmalar arasında bir günün yetmediğinden şikayetçi olan ben değilmişim… Sanki hayatındaki yoğunluktan, koşturmadan beslenen (enerji depolayan) o kadın çok uzaklarda… Sanki bardağın dolu tarafını görmeye alışan, duygusal yengeç kadını başka yerlerde… Sanki gelecek endişesi yerini endişesizliğe bıraktı vesaire vesaire…
Özetle geçen günlerle birlikte bir sezonu daha geride bırakıyoruz… Hayatın zorlukları, siyasi- ekonomik- toplumsal belirsizliklerle beraber yeni bir başlangıç yapacağımız bir döneme giriyoruz…Tüm bunlarla savaşabilmek için imkanlar çerçevesinde enerji depolamak (ki bunu ben Gümüşlük’te anne- babamın kanatları altında yaptım) lazım. Yeni bir sayfa açabilmek için eski defterleri rafa kaldırmak lazım…PEMRA enerji depoladı…PEMRA sonbahara hazır…
FOTOĞRAF: PEMRA G. ABASIYANIK
GÜNLÜK TAROT FALINIZ
