Bu ara üstüme bi rehavet çöktü, hiç bişey yapasım yok, başladığım kitapları yarıda bırakıyorum, seyretmek istediğim filmlere başlayıp bitiremiyorum, uzun bi rapor okuyamıyorum, konsantrasyon düştü, şevk sıfır ama galiba nedenini biliyorum! Milletin paylaştığı yazlık yerlerdeki ordayım buradayım mesajları beni bu sıcakta ofiste otururken feci demotive ediyor! Eeee tabi ki gün geldi devran döndü, sen öyle denizde, teknede, barda, beachte check in yaparsan millet te yapar, tilki kürkçü dükkanına dönünce bu da sana batar!!
Peki bu cehennem sıcağı İstanbul günlerinde ne yapmalı? Valla kelin merhemi olsa başına sürer, dışarı çıksan bi dert evde otursan bi dert… Dışarı çıkanlar deniz kenarı ya da Kanyon gibi efil efil mekanları tercih etsin, evde oturan klimayı açsın karşısında bayılsın derim, daha ne diyim ben size?
Ha bu arada hafif reklam kokan hareketlerde bulunmak gerekirse uzun zamandır bitirmek istediğim tek kitap İskender (Elif Şafak), yarıdayım ve bırakmıyorum. İkinci reklam kokan hareketim de Ajda albümü, uzun zamandır içindeki her şarkıyı beğendiğim tek albüm. Ha bi de Danone Activia ananaslı yoğurt çıkarmış, bu…Hadi canım yine derin tecrübelerimden bedava yararlandınız, daha fazla bilgi için ücret alıyorum.
Sonracıma bir de ben ettim siz etmeyin kısmı yazayım canım Selinberrycilerim için:
· Siz siz olun akşam yemeğini atlamayın, sonra benim gibi gecenin bi körü kalkıp petit beurrelerin içine nutella sürmek suretiyle tost yaparsınız,
· Bu sıcakta baharatlı hint yemeği yemeyin, yok illaki yiyeceksiniz 5 çeşit karıştırıp ertesi gün mide spazmı geçirmeyin,
· Hava çok sıcak diyip klimayla uyumayın, break dans hareketleriyle uyanırsınız,
Benden bu kadar, yok ben illa kendim tecrübe edicem derseniz petit beurrede marka olarak Eti’yi, klimada Arçelik’i ve hint restaurantı olarak ta Maçka’daki Tandoori’yi tercih edin…
P.S. Bu yazımı şu şarkı eşliğinde okuyun datlular: http://fizy.com/#s/1jpjag