Ana SayfaYazarlarAralık Ayında Bizi Neler Bekliyor?

Aralık Ayında Bizi Neler Bekliyor?

Ben astrolog değilim. Astrolojiden de çok az anlayan biriyim. Çok sevdiğim astrolog dostlarımın da yaptığı işleri her zaman takip ederim. Burçların karakteristik analizlerini okumayı severim ve hatta eğlenceli de bulurum. Gökyüzü haraketlerini de hiç kaçırmam.  Ben sadece şu beklentilere sokulma durumuna azıcık dokunmak istiyorum. Çünkü bunun dozunu kaçırıp hayatını beklentilerle yaşayanları görünce durum biraz renk değiştirmeye başladı. Tıpkı melek kartlarına bakmadan sokağa çıkmayanların oluşturduğu insanlar olduğu gibi bir yandan da astrolojik haritanın öngördüğü günlere bakmadan karar veremeyen insanlar da oluştu. Yanlış aramıyorum. Gökyüzü ve yeryüzü birbirinin aynısıdır. Hermetik bilgiye sonsuza kadar hürmet ederim. "Yukarısı nasılsa aşağısı aynı" der. Eyvallah!

 

Sevgili dostlarım ben de tam burada devreye girmek ve buranın altını çizmek istiyorum. Yukarısı ve aşağısı arasında bir fark yoksa burada "hüküm" kimdedir? Yukarısı mı bizi yönetiyor yoksa aşağısı mı? Aşağısı biz isek ben "hükmün" dışarıdan dayatılan ve  itaat ettiğimiz  şekilde olduğunu gözlemliyorum. Biz gücümüzü yukarıya verdiysek ve "birlik" yerine "onlar" kavramı oluşturarak, kendi hükmümüzü "aynılaştırılmak, yönetilmek" olarak kurguluyoruz demektir. O zaman sorumluluk Tanrısı iş başında, Umut Tanrısı devrede midir? Evet! Kim yaratıyor bu kavramları? Biz!

 

 

Peki, farkındalık devrede midir? Hayır. Hasbelkader bir şeyler oluyordur ve bu olan şeyler bizim dışımızda gelişiyordur diyerek sorumluluk almayan bir nesili sürekli kendimiz doğuruyoruz. Yağmur, kar, sel, deprem dahil herşey bizim sorumluluğumuzdadır. Bu muhteşem bir durumdur! "Ne varsa şu alemde bir benzeri Adem`de" (sunullah gaybi) Biz içimizdeki gücün farkında değilken neler yarattığımızı bilseydik ; dünyayı, düşük titreşimde tuttuğumuzun sorumluluğunu alıp yüksek titreşime geçmeyi seçerdik. Tüm bunların yanı sıra gücümüzü "benim adıma şunu yarat, bolluğu aç, sağlığımı düzelt" diyerek meleklere vermeye de çok merakliyız. Oysa onlar da bizim enerjimizle yarattığımız varlıklardır.( Bunu başka bir yazımda daha detaylı yazacağım)

 

Yaratıcı olmayı neden istemeyiz? Çünkü bizim dışımızda gelişen olaylara kızmak, suçlamak ve kurban psikolojisine girmek en sevdiğimiz oyuncaklarımızdır. Yukarıyı biz mi yönetiyoruz? Bu soruya cesaretle cevap vermek istiyorum. Evet.

 

"Ben Ben`im" demek ilahi olan yanıma kabul veriyorum ve yaratıcılığımı onurlandırıyorum demektir. Eril ( dışarısı-yukarısı) olan ve dişil (içerisi-aşağı) olanı denge içerisinde bütünleştiriyorum demektir. İçeriden dışarıya ne çıkartıyoruz ? Ben Ben`im farkındalığında hangi hüküm ile deneyimdeyiz? Yüksek bilinç ( bilgeliğimiz-alimliğimiz) devrede değilse seçim şansımız yoktur. Seçim sadece korku dolu bir anlayışla, düşük insan bilinci ile oluşur. Hüküm için Nahl 43 der k; " Bu "anlayın" emri alimler içindir. Alim olmayan, alimlerin Kur`an-ı Kerim ve hadis şeriflerinden anladığı hükme uyar.(Bilmiyorsanız alimlere sorun)"

 

Kısaca anlamak için kendi içimizdeki alimliğe bakmaya cesaret ederek, yaratıcı sorumluluğunu almak önemlidir. Yoksa alim olmayan düşük bilincimiz daima arayış içerisinde olacaktır. Bu eski enerjidir..Yeni enerjide buna yer yoktur. Yeni Bilinç kendi üstalığına ve alimliğine sahip çıkmaktır. Beklenti yerine seçim, arayış yerine deneyim, yönetilmek yerine yüksek bilinç farkındalığnda hüküm veren olduğumuzda bunun en derin anlamı sonsuzluğun daimi akışında olabilmektir. 

 

Şimdi Aralık ayında beni neler bekliyor? Sorusuna şöyle cevap vermek istiyorum. Ben neyi seçiyorsam ve bunun sorumluluğunu alıyorsam beni bekleyenler onlardır…

 

Kendimi seçiyorum.

Sevgiyi seçiyorum.

Şefkati seçiyorum.

Barışı seçiyorum.

Özgürlüğü seçiyorum.

Üstatlığımı seçiyorum.

Yaratıcı olmayı seçiyorum.

Yeni Dünya`yı seçiyorum.

Birliği seçiyorum.

Ben Ben`im OL`mayı seçiyorum…

 

 

 

INSTAGRAM

SOSYAL MEDYADA BİZ

58,698BeğenenlerBeğen
50,163TakipçilerTakip Et
879TakipçilerTakip Et
6,728TakipçilerTakip Et
1,569AboneAbone Ol

TAROT FALI